29 Aralık 2008 Pazartesi

Pclabs özgür yazılımlara kapı açtı

Bilgisiyarlara meraklı birisi olarak bu konudaki belli başlı forumları takip ediyorum, zamanla bazı forumlara ya üyelerin ya da adminlerin olgun olmayan tavırları görmezden gelindiği için üyeliğim pek uzun sürmüyor. Bunlardan en uzunu herhalde beş yılını dolduran Pclabs üyeliğim. Burası sadece bir forum değil aynı zamanda teknoloji incelemeleri ve haberlerinin bulunduğu bir portal.

Genelde Windows kullanıcılarının ağırlıklı olduğu sitenin bazı adminleri ve benim gibi bir avuç üyesi Linux dağıtımları ile ilgili. Sonunda da Pclabs "Ücretsiz temel ve yararlı yazılımlar" başlıklı yeni bir inceleme başlatmış ve bu yazılımların üyelerden gelecek incelemeler ve eleştiriler doğrultusunda sitede ayrı bir bölüm olarak açılmasının ve genişletilmesinin düşünüldüğü belirtilmiş.

Bildiğiniz gibi özgür yazılımları kullanmak için Linux kullanmak zorunda değiliz, Windows kullanıcıları da pek çok özgür yazılımı kullanabiliyor, ama maalesef çok az bir kesim bunu biliyor veya bilse bile kullandığı özgür yazılımı sadece "ücretsiz" olarak tanımlıyor ve gogılda bir yazılım ararken "açık kaynak" veya "GPL Lisanslı" yerine "bedava-ücretsiz" kelimeleri ile arama yapıyor. Sonuçta özgür yazılımlar genelde Linux ile ilgili forum ve sitelerde tanıtıldığından Windows kullanıcılarının dikkatinden hep kaçıyor. (Bunun nedeni bence Bilgisayar-Magazin dergileri ya neyse başka bir konu)

Sonuçta hangi platformu tercih ederseniz edin platformdan bağımsız olan özgür yazılımların tanıtılması ve "özgür yazılım" fikrinin Windows kullanıcıları tarafından da benimsenmesi için Pclabs'ın başlattığı bu girişimin tüm özgür yazılım kullanıcıları tarafından sahiplenmesi gerekir diye düşünüyorum. Windows kullanmıyor dahi olsanız bu yazılımlar için kısa inceleme ve ekran görüntüleri gönderebilirsiniz, belki kısa bir video çekersiniz, kim bilir belki bunları okuyan birileri bu yazılımı tercih etmekle kalmaz görüntülerden etkilenip Linux kullanmaya da başlayıverir.

23 Aralık 2008 Salı

if Kararlılık < Hız: Hız = 0

Dün geceyi yakın bir arkadaşımın geçirdiği ağır bir trafik kazası nedeniyle bir hastanenin acil servisinde ve yoğun bakım ünitesinde geçirdim ve başımdan geçen bir olay kararlı yazılımların sağlık sektöründe ne kadar önemli olduğunun bir örneği. Ameliyata alınan hastamızın kan ihtiyacı için hastanenin kan bankasına gittiğimde bir süre test ve kayıt işlemleri için bekledim, bu sırada bütün kayıt ve evrak işlemlerinin elle yapıldığını ve odada 3 tane bilgisayar olduğunu görünce "neden bu işlemleri bilgisayarda yapmıyorsunuz? daha hızlı olmaz mı?" diye sordum. Gelen cevap beni geçen yıl yaptığım Pardus ve Mizah konulu birkaç çalışmadan bir tanesini hatırlattı, görevli "sistem sık sık çöktüğü için işlemleri eski usül yapıyoruz, sistem düzelince de bilgisayara giriyoruz." dedi.

Sistemlerin sık sık çökmesine bizi alıştıranlara, bu durumu artık normal kabul etmemizi sağlayanlara ne kadar övgü yağdırsam azdır. Çok şükür ki geçen yıl yaptığım çalışma sadece bir Photoshop çalışmasıydı ve umarım hep bir mizah ürünü olarak kalır.

19 Aralık 2008 Cuma

Windows'unuzda herşey yolunda görünüyorsa virüs olabilir!

Milliyet gazetesinin "Bilgisayarınız temiz mi?" başlıklı bir resimli haberinde Windows'da ne gibi anormallikler olduğunda virüslerden şüphelenilmesi gerektiği sıralanmış, ama haberin son karesi beni kırdı geçirdi zira şöyle başlıyor "Son olarak, her şey normalmiş gibi görünebilir...."

Yahu bu ne demek şimdi, nedir bu Windows kullanıcılarının çaresizliği böyle, allah yardım etsin :D

İşletim sistemi anketleri

Bu konuda küçük bir gogıllama yaptım, Türkçe siteleri seçtim, 100 oyun altındaki anketleri almadım ve belli bir işletim sistemine özel sitelerin anketlerini göz ardı ettim, özet şu;

www.memurlar.net : 2006 Yılında yapılmış bir anket 397 oy kullanılmış, Linux %4.3
www.chip.com.tr : Mart 2008 anketi, 5780 oy, Linux %5
http://teknolojihaber.blogcu.com/ : Tarih belli değil, 12bin oy!, Linux %2,6 (Pardus, Ubuntu vs. diye ayrılmış ben birlikte hesapladım)
www.garaj.org : Şubat 2008, 939 oy, Linux %4
http://tvcapture.eu/ : Mayıs 2007, 162 oy, Linux %4
http://yahoyt.com : Kasım 2008, 2063 oy, Linux %12
www.hardwaremania.com : Şubat 2008, 255 oy, Linux %5 (Toparladım)

Ortalama Linux %5 çıkıyor.

17 Aralık 2008 Çarşamba

Arch'a merhaba

Linux ile tanışmamın üzerinden 2 yıl geçmiş, 2 yıldır gerçekten çok eğleniyorum öyle ki diğer hobilerimi bir kenara ittim bilgisayarın başından kalkamıyorum artık, bu iyi değil biliyorum ama elim dursa beynim durmuyor, özgür yazılım dünyası harika.

2 Yıldır evimde sürekli ve sadece Pardus kullandım ama arada diğer dağıtımlardan bazılarına da Live CD'lerden bir baktım, genelde masaüstü dağıtımlarıyla haşır neşir olduysam da Endian, SME Server gibi sunucu dağıtımlarıyla ve PING, Gparted Live gibi özel dağıtımlarda da az çok tecrübe edindim.

Öyle haftada bir farklı bir dağıtımı kurup sağına soluna bakıp kaldıran birisi değilim anlayacağınız, kurdum mu adam akıllı kullanmak istiyorum. Bir süredir Pardus dışında ciddi olarak kullanacağım bir dağıtım beğenmeye çalışıyorum. Bana Linux'u tanıştıran ve öğreten Pardus'un yeri bir başka olsa da Pardus'u Debian gibi bir afetle aldatmıştım bir ara :) Onun için önce Debian üzerinde durdum, sonra Sabayon, sonra Gentoo.

Önce Gentoo'yu eledim, çok isterdim ama ayıracak zamanım yok, Gentoo'nun zengin işi olduğuna karar verdim. Sabayon'u pek kullanıcısı olmadığı için eledim, zaten Gentoo tabanlı olmasından dolayı öyle bir aklımdan geçmişti. Debian'a sözüm yok, aslında son ana kadar Debian düşünüyordum. Ubuntu, Fedora gibi dağıtımların bana çok şey kazandıramayacağını düşündüğümden hiç ilgilenmedim, anlayacağınız üzere biraz burnum sürtülsün istiyorum :)

Arch'ı distrowatch'dan tanıyordum, aslında tam istediğim gibi ama kullanıcısı az, takıldığım konularda destek kolay bulabilir miyim? diye bir soru işareti vardı aklımda, geçen gün işyerinde boş kalınca Arch Wiki'ye bir bakayım dedim... O gün akşam evde Arch kurulmuştu, kurulumu bile çok zevkliydi bütün ayarları bana bıraktı, paket yöneticisi pacman da hoşuma gitti. LKD depo yansısı olmasına çok sevindim. Gerçekten sözde değil özde basit ve hafif. Yani Debian düşünürken birden Arch kullanır oldum.

Arch'ı eski parçalardan toparladığım bir PIII makinaya kurdum, monitörü kasası falan yok, ssh'den kullanacağım, evde sunucu işleri için optimize etmeyi düşünüyorum, zamanım olursa 2.masaüstü sistemim de Arch olur belki.

Listemiz'de varmış bu arada ; http://liste.archlinuxtr.org/mailman/listinfo/archlinux

4 Aralık 2008 Perşembe

Hayallerin ötesine geçen bir yer

İlk kurulduğunda nüfusu çok azdı, arada birkaç kişinin uğrayıp bir şeyler karaladığı bir postahanesi ve birkaç kitapçının olduğu, hemen hemen hiç kimsenin varlığından haberi olmadığı bir yerdi, çünkü çok uzaktı, ulaşım neredeyse imkansız. Orada zaman yavaşlamış gibi akardı, her şey sakin ve acelesi yokmuş gibi görünürdü. 70 ve 80'li yıllar böyle geçti.

Benim ilk defa uzaktan gördüğüm 1996 yılında artık ulaşım daha da kolaylaşmıştı, nüfusu epey artmış olsa da sükunetinden pek bir şey kaybetmemişti, ne de olsa hala nüfusunun ezici çoğunluğu akademik geçmişi veya geleceği olan kişilerdi. Zaten görmeme vesile olan kişi de bir doktordu.

Oraya ilk gidişim 1999 yılıydı. Üç yıl öncesine göre ne kadar hızlı büyümüş olduğunu görünce hayret ettim. O günlerde hala çok popüler bir yer olmasa da artık benim gibi sıradan insanlar da üç yıl öncesine göre daha rahat gidip gelebiliyordu. Belki de bu nedenle yavaş yavaş gazete ve televizyonlarda görünmeye başlamıştı, adı duyulmuş bir yer olmak üzereydi.

Garip bir çekiciliği vardı, her ne kadar dışarıdan bakıldığında soğuk ve yalnızlık duygusu veren bir havası olsa da oradaki insanlarla sınırsızca iletişime geçebilme düşüncesi bile farklı bir heyecana neden oluyordu, çünkü dünyanın her yerinden her kültür ve düşünceden insanla bir aradaydınız.

Aradan geçen 9 yılın sonunda bugün baktığımda artık dünyada adını duymamış neredeyse hiç kimsenin kalmadığını görüyorum, internet denilen bu yerde şu anda kaç milyar kişinin olduğunu bilmek imkansız. Artık o eski hantallığı ve sükuneti de yok haliyle, nereye baksanız yüz binlerce ürünün satıldığı her an binlerce kişinin gezdiği uçsuz bucaksız alışveriş merkezleri, dolup taşan bin bir çeşit eğlence mekanları, her köşe başında binlerce müşterisiyle banka şubeleri, akla hayale gelmedik her tür konunun özgürce tartışıldığı forum salonları, 365 gün 24 saat cıvıl cıvıl caddeler sokaklar, herkesin neredeyse kendi yayınladığı gazetesi, televizyonu ve radyosu, aklınıza gelebilecek her konu ile ilgili ürünleri anında size buluveren gogıllar, tüm bu yerlere anında ışınlanmanızı sağlayan fareler, klavyeler vs.vs.vs.

Aslında bunda şaşıracak bir şey yok çünkü insanoğlu hep yaptığı gibi yine hayallerinin ötesinde bir şey ortaya çıkardı, bu defa dünya içinde bir dünya kurdu. Ancak yine hep yaptığı gibi ortaya çıkardığı şeyi nasıl kontrol edeceğini ve oraya nasıl davranacağını bilmiyor.

Benim internete bakışım bu, Linux gezegenine düşen bir yazıya yaptığım yorumdan sonra bunu paylaşmak istedim.

25 Kasım 2008 Salı

Kamu Sektörü Linux Yetkinlik Merkezi

Böyle bir yerin varlığını bir googıl aramasında tesadüf eseri fark ettim. Önce inanamadım ...gov.tr olan bir bağlantıya gidiyordu ve açıkca Linux Yetkinlik Merkezi yazıyordu.

Sonrasında hikaye daha da ilginçleşti, meğerse bu merkez 2005 yılında M.E.Bakanı Hüseyin Çelik tarafından törenle açılmış, kendisi Microsoft ve Linux üzerine birkaç kelam bile etmiş.

Bu belki pek çok Linux kullanıcısı için yeni bir haber değil ama ben o günlerde Linux'tan bi haberdim, yani bunları görmek benim için sürpriz oldu.

Her neyse siteye baktıysanız şatafatlı açılıştan sonra pek bir faaliyet olmamış gibi görünüyor , bende bugünlerde bu merkez hala açık mı? ne faaliyetleri var gibi bimer'den bir soruşturayım dedim. MEB-Eğitek'den gelen cevap şöyle;

Değerli Öğretmenim,
Linux yetkinlik merkezi bilişim teknolojisi sınıfı Linux eğitimleri için
halen işletilmektedir. 2009 yılında bu konuya ilişkin eğitim planlamaları
yapılarak hizmetiçi eğitim dairesi başkanlığına gönderilmiştir.
Halen faaliyetler devam ediyor.
2005 ten bu yana değişik dönemlerde Suse, Linux, Pardus eğitimleri
verilmiştir.
İyi günler dileğiyle!

Öğretmen değilim ve öyle olduğuma dair bir şey de yazmamıştım ama herhalde öğretmen olacağım var :) Faaliyetler devam ediyor deniliyor ama internette hiçbir bilgi yok, Microsoft korkusundan gizli kapaklı yapılıyor olabilir diye düşündüm bir an :) ama işin içinde Novell'de varmış, herşey beklenir yani :) Pardus eğitimleri de verilmiş, bundan kimsenin haberi var mı?

E.Tekman'ın Bilişim '08 sunumunda bahsettiği Pardus Eğitim projeleri ile bu Merkezin Faaliyetlerini birleştiren bir proje hiç fena olmaz hani.

24 Kasım 2008 Pazartesi

Pardus'da internet filtresi olarak OpenDNS kullanmak


Pardus'u ailecek kullananların eksikliğini en çok hissettikleri konu herhalde internet filtresinin olmaması. Bu konu kullanıcı sayısı arttıkça forumlarda ve e-posta listelerinde daha çok gündeme gelmeye başlıyor.

Bu eksikliğin şimdiye kadar giderilememiş olmasının nedeni herhalde içinde Tasma (x-manager), Güvenlik Duvarı, ÇOMAR, Ağ Yöneticisi gibi pek çok temel Pardus projesini kapsayan bütünsel bir çalışma gerektirmesi ve dahası belki squid+dansguardian gibi küçük sayılmayacak paketler ile tüm bu bileşenlerin uyum içinde çalışmasının gerekliliği.

Şimdilik böyle kapsamlı bir çalışma 2009 yol haritasında yer almayacak gibi görünüyor (tamamen önsezi), bu nedenle kullanıcılara ve geliştiricilere (son paragraf) tarayıcı eklentilerinden daha güven verici, kurulum, uygulama ve yönetimi kolay bir çözüm olarak OpenDNS'i öneriyorum.

Bilmeyenler için ; OpenDNS servisi çeşitli filtreler uygulayabileceğiniz özelleştirilebilir bir DNS sunucu servisi. DNS sunucuları ise internet sitelerinin ip adreslerinin sorgulandığı servislerdir, programlar ip adresini öğrenmeden internette hiçbir siteye ulaşamaz.

OpenDNS servisini özelleştirerek kullanabilmek için siteye üye olmanız ve OpenDNS'in modeminizin aldığı internet ip adresini bilmesi gerekir (buna geleceğim).

Üyelik bildiğiniz gibi, yani kullanıcı adı, şifre ve e-posta verip posta kutunuza gelen etkinleştirme mesajından işi bitiriyorsunuz. Daha sonra siteden giriş yaparak kendinize bir ağ (network) tanımlaması yapmanız gerekiyor (Sadece İngilizce alfabesini kullanın), uygulayacağınız güvenlik düzeyini ve filtreleri de tespit ettikten sonra Pardusunuzun OpenDNS'i kullanmasını sağlamanız lazım. (Resimleri kalabalık etmesin diye en alta bağlantı olarak verdim)

Bunun için en garanti yöntem modem'in dns adresini değiştirmek, ancak Pardus 'un dns ayarlarını da değiştirebilirsiniz, bunun için önce bağlantı yaptığınız profildeki İsim Sunucu adresini "öntanımlı" yapmalısınız, sonra Ağ yöneticisindeki "İsim Sunucu" adreslerini silerek OpenDNS'in adreslerini ekleyin; 208.67.222.222 ve 208.67.220.220

Son olarak OpenDNS'in sizin ayarlarınızı uygulayabilmesi için dns sorgulamalarının sizin ağınızdan geldiğini anlamasını sağlamak gerekiyor, bunun en kesin yolu ISS'den sabit ip talep etmek ve bu adresi OpenDNS'in ağ ayarlarında kaydetmek. Ancak çoğu kullanıcı gibi bunun yerine her bağlantıda değişen ip adresinizi OpenDNS'e bildiren küçük bir uygulama kullanabilirsiniz. OpenDNS bunun için ddclient'ı öneriyor. Kurulumu oldukça basit;

Yetkili kullanıcı ile konsolu açın ve şu komutları çalıştırın;

pisi it subversion
svn co https://ddclient.svn.sourceforge.net/svnroot/ddclient/trunk ddclient
cd ddclinet
cp ddclient /usr/sbin
mkdir /etc/ddclient
mkdir /var/cache/ddclient
cp *.conf /etc/ddclient/ddclient.conf

Kurulum bu kadar, ayarlamak için yetkili kullanıcı ile /etc/ddclient/ddclient.conf dosyasını açın (Pardus->Çalıştır->kdesu kwrite /etc/ddclient/ddclient.conf) ve dosyanın en sonuna aşağıdaki paragrafı yapıştırıp xx yerlerini kendinize göre değiştirip kaydedin.

##
## OpenDNS.com account-configuration
##
use=web, web=whatismyip.org
server=updates.opendns.com
protocol=dyndns2
login=xxOpenDNS_Kullanıcı_adınız
password=xxOpenDNS_Şifreniz
xxOpenDNS'de_tanımladığınız_Ağ_adınız_(benim_örneğimde:"ev")

Artık servis hazır ancak açılışta çalıştırılması için yine yetkili kullanıcı ile açacağınız /etc/conf.d/local.start (kdesu kwrite /etc/conf.d/local.start) dosyasının sonuna aşağıdaki satırı yapıştırıp kaydedin. Böylece her 300 saniyede bir OpenDNS'de tanımladığınız ağın ip adresi ayarlanacak.

/usr/sbin/ddclient -daemon 300 -syslog

Şimdi bilgisayarınızı ve modeminizi tekrar başlatın ve denemek için engellediğiniz içerikleri açmaya çalışın.

Opendns sonuçta dns tabanlı bir filtreleme olduğundan aşılması zor değil, ancak yine de küçük çocuğunuz veya teknik ağ konularına pek bulaşmamış kişiler için ciddi bir çözüm. Önlem almak için proxy siteleri mutlaka engellemelisiniz, ayrıca yönetici parolasını bilen kullanıcılar dns adresini değiştirerek filtreyi atlatacaktır, ayrıca interneti bir firewall üzerinden kullanıyorsanız ve firewall sizin dns isteklerinizi kendi öntanımlı dns adresine yönlendiriyorsa bir işe yaramayacaktır. Servisin bir kötü tarafı ise OpenDNS sitesinden yaptığınız değişikliklerin geçerli olması için 5-10 dakika beklemeniz gerekiyor.

Yazının geri kalanı Pardus geliştiricileri için olsun;

Bu ddclient uygulaması basit bir perl betiği ve bir conf dosyasından oluşuyor, yani pisilemesi çok kolay, ancak bunun ayarları için Tasma'ya bir arayüz ve ÇOMAR için basit bir servis betiği şart, belki Ağ yöneticisinde dns adresleri için bir ekleme yapılabilir. Uzun lafın kısası bu pratik internet filtresi yöntemini şimdilik bir çözüm olarak sunmak hiç çözüm sunmamaktan iyidir diyorum.

http://img81.imageshack.us/img81/810/opendns1ov9.png
http://img383.imageshack.us/img383/6749/opendns2hr3.png
http://img383.imageshack.us/img383/617/opendns3ly6.png
http://img383.imageshack.us/img383/592/opendns4jr1.png
http://img219.imageshack.us/img219/4240/opendns5mj2.png
http://img383.imageshack.us/img383/7712/opendns6jp2.png
http://img383.imageshack.us/img383/7141/opendns7kq1.png
http://img81.imageshack.us/img81/7562/opendns8ov7.png
http://img383.imageshack.us/img383/9061/opendns9oj6.png

14 Kasım 2008 Cuma

Sağ klik flv'yi avi'ye dönüştür

Bugün indirdiğim birkaç flv dosyasını avi'ye çevirmem gerekti, liste uzun olsaydı bir betik yazmayı düşünüyordum ama sağ tıklayıp yapmak daha güzel olurdu dedim. Önceden flv'leri kaffeine ile otomatik oynatmak için Tasma>Masaüstü Seçenekleri>Dosya İlişkileri yolundan bir video/Flv girdisi yapmıştım.

Sonra /usr/kde/3.5/share/apps/konqueror/servicemenus dizininde convert_to_avi.desktop adında bir dosya açıp içine şunları yazdım;

[Desktop Action Convert_to_avi]
Exec=konsole -noclose -nomenubar -notabbar -notoolbar -nohist -e ffmpeg -i %u %u.avi
Icon=avi.png
Name=Convert to avi
Name[tr]=Avi biçimine dönüştür

[Desktop Entry]
Actions=Convert_to_avi;
Encoding=UTF-8
Name=convert_to_avi
Name[tr]=convert_to_avi
ServiceTypes=video/Flv

Artık .flv dosyasına sağ tıklayıp Eylemler menüsünden "Avi biçimine dönüştür" seçerek kolayca .avi dosyasını alıyorum.

11 Kasım 2008 Salı

Akbank'ın duyarsızlığı

Bugün birden kapımda iki delikanlı belirdi ve Akbank'tan geliyoruz bir isteğiniz şikayetiniz var mı? diye sordu. Olmaz olur mu, sizi allah gönderdi :)

+ İnternet şubeniz Pardus ile kullanılamıyor.
- Firefox'mu kullanıyorsunuz?
+ Evet tabii ki.
- Bunu internet sayfamızdaki dilek ve şikayet bölümünden iletirseniz...
+ Üç veya dört defa yazdım, bir düzelme olmadığı gibi hiçbir cevap gelmedi.
- Allah allah en azından olumsuz da olsa cevap verilmesi gerekirdi.
+ Bencede, ama ben umudumu yitirdim artık yazmıyorum.
- Hangi işlemleri yapamıyorsunuz?
+ Hemen hemen hiçbirisini, ..., ..., ve ... bankasının internet şubelerinde hiç sorun yaşamıyorum.
- Tamam ben notumu alayım, Firefox ve neydi?
+Pardus İşletim Sistemi
- Nasıl? Par...
+ Paris, Adana, Rize, Denizli, Urfa, Sinop
- Neden Pardus kullanıyorsunuz?
+ Ekonomik, güvenlik ve ahlaki nedenlerim var, diğer sistemlerde virüs ve şifre çalma yazılımları ile burun buruna çalışıyoruz, Pardus'da bunlar için endişelenmiyorum daha güvenli, ihtiyacım olan tüm programlar da hazır yüklü geliyor, üstelik hiçbir sınırlama yok ve hızlı. Banka olarak güvenliğe herşeyden daha çok önem vermesi gerektiği halde Akbank'ın bunu hiçe sayması çok garip.
- Bu Windows'a benziyor mu? (Biri bilgisayarıma uzanıyor)
+ İlk bakışta evet ama çok şükür ki tüm programlar farklı, farklı çalışıyor.
.....


Nedendir bilmiyorum hala umutsuzum.

9 Kasım 2008 Pazar

Microsot eğitimine köstek

Bildiğiniz gibi 2004 yılında Microsoft ile el sıkışan hükümet 2005 yılında yayınlanan bir genelge ile ülke çapında "Bilgisayarlı Eğitime Destek" kampanyası başlattı.

Seferberlik ilan eden hükümet bu kampanya için alınan yazılım ve donanımlar için tebliğ çıkartarak KDV istisnası getirdi. "Ülkemizde eğitime ayrılan kamu kaynakları istenilen düzeyde değildir" ifadesinin bulunduğu genelge ile bağışta bulunanlara İl Valileri tarafından teşekkür belgeleri düzenlenerek tören ile verilmesi ve tüm taşra teşkilatlarında hizmet içi eğitim seferberliği başlatılması istendi ve bir web sitesi hizmete açıldı. Sitede şöyle bir bilgi var;

"PROJE HEDEFİ: Eğitim kurumlarımıza 1 Milyon Bilgisayar kazandırmak."

"Bakanlığımız bünyesindeki toplam 35.581 ilköğretim okulunda 130.430 bilgisayar, toplam 6.861 ortaöğretim okulunda ise 95.895 bilgisayar bulunmaktadır. "

Yani eğitim için en az 750 bin bilgisayar daha alınması hedeflenerek alınacak sistemleri tarif eden güzel bir teknik şartname hazırlanmış. Şartnamenin 3 maddesi şöyle;

"İsteklilerin teklif ettikleri tüm kişisel bilgisayarlar ve lazer yazıcılar; Windows Vista işletimsistemi için Microsoft donanım uyumluluk listesinde (HCL) bulunmalı ve ihale dosyasında bu durum belgelenmelidir."

Şartnamenin geri kalanı da Microsoft ürünlerine atıf ile doldurulmuş ancak bunun nedeni de bir maddede açıklanmış, bilindiği gibi MEB'in hemen tüm hizmetleri Microsoft bağımlısı;

"Teklif edilen tüm donanım ve yazılım Milli Eğitim Bakanlığı‟nın şu an kullandığı teknoloji ile tamamen uyumlu olmalı ve birlikte çalışabilmelidir. "

Aslında bunları bilmeyen pek yoktur, eski bir konu ve zamanında çok eleştirildi.

Şimdilerde ise özgürlükiçin topluluğu ve özgür yazılım gönüllüleri Liselerde seminer ve eğitim çalışmaları yapmak için çalışıyor. Yaptıkları şey hükümetin ve MEB'in politikalarına, yaptıklarına tamamen aykırı ve dışarıdan bakıldığında arkasında Başbakanın ve M.E.Bakanının durduğu kocaman bir kampanyayı hiçe sayan bir baltalama çalışması gibi görünüyor.

Bu seminerler MEB'in ironik olarak "Ülkemizde eğitime ayrılan kamu kaynakları istenilen düzeyde değildir" fikrinden yola çıkarak yaptığı kampanyalar ve tüm okul yönetimine ve öğretmenlere hizmet içi eğitimlerle oluşmasını sağladığı etkiyi (Microsoft bağımlılığını) kırmaya yönelik bir harekettir.

Bu seminerlere izin veren, ilgi ve yakınlık gösteren yöneticiler ve öğretmenler gerçekten çok cesur insanlar olmalı.

Ayrıca;
http://armuting.blogspot.com/2008/04/microsoft-meb-var-msn-yok-musun.html
http://armuting.blogspot.com/2008/04/nerede-bu-linux-nerede-bu-pardus.html

4 Kasım 2008 Salı

Linux için yeni bir X sunucu

AIGLX'in yazarı Kristian Høgsberg'in yeni bir X sunucu projesi ile uğraştığını www.phoronix.com'un haberinden öğrendim. Wayland adını verdiği proje Kernel 2.6.29'a eklenen "kernel-mode-setting" ve Compiz-Fusion ile kullandığımız compositing özelliklerini barındıracakmış. Kernel-mode-setting gelişmesi henüz yolun başında olsa da (2009'da Ubuntu ve Fedora ile kullanıcılara ulaşabilir) sistem açılışını hızlandırdığına vurgu yapılıyor, ayrıca kernel yüklendiği andan itibaren kullanıcı kendini grafik ortamda bulacak, yani konfor ve hız demek, belki daha önemlisi grafik kartı üreticileri dolaysıyla kullanıcılar Linux sürücüleri konusunda daha rahat edecek.

Her neyse konu Wayland, zaten Linux kullanmaya başladığımdan beri merak ediyordum bütün masaüstü dağıtımlarında çok farklı pencere yöneticileri ve çeşitli yazılım seçenekleri var ama X sunucu tıpkı Kernel gibi baş köşeyi tutmuş. Bu pek sorgulanan bir konu değil, "X sunucu kararlı ve büyük bir proje, işini iyi yapıyor, kapı gibi maşallah, macera aramanın alemi yok." gibi kalıplaşmış bir düşünce var sanırım. Ancak birileri X sunucudan artık rahatsız olmuş ve maceraya yelken açmış.

Wayland henüz çok taze bir proje ve kaynak kodlara bakınca bir lisansı bile olmadığını gördüm. Aslında beni bu yazıyı yazacak kadar heyecanlandıran şey ise Wayland'ın küçük gömülü sistemler, cep telefonları veya işte öyle ufak tefek oyuncaklarda çalışabilecek kadar hafif tasarlanıyor olması, öntanımlı Wayland bulunan bir "Pardus 2013 Mobile Edition" veya masaüstümde geliştirdiğim Qt arayüzü bulunan bir programı kernel çalıştırabilen her türlü cihazda kullanabileceğimi düşünmek (mesela bir araba, buzdolabı, çim biçme makinesi) heyecan verici bir şey.

Henüz ilke ve politikalar aşamasındayız

DPT'nin 2009 - 2011 Kamu Bilgi ve İletişim Teknolojisi Projeleri Hazırlama Kılavuzu [1] yayınlanmış, kamu kurumları BİT projeleri için DPT'nin klavuzuna uygun başvuru yapmak zorunda, bu kılavuzun "3.1.İlke ve Politikalar" bölümündeki ifadeler şöyle;

  • Proje ve uygulamalarda, herhangi bir teknoloji tercihini öne çıkartmayan ve teknolojik bağımlılık yaratmayan çözümlerin benimsenmesi,
  • Kullanıcı / vatandaş odaklı uygulamaların öncelikle gerçekleştirilmesi,
  • Açık standarda dayalı ürün/hizmetlerin alınması, mükerrer ve birbiriyle örtüşen yatırımlardan kaçınılması,
Aslında her geçen gün devlet kurumlarının özgür yazılımları daha çok tercih ettiği bir dünyadan bakınca bu belgede daha keskin ifadeler bulunmasını bekliyor insan ama sonuçta iş başvuruda değil değerlendirme sürecinde, umarım değerlendirme kriterlerinde ilke ve politikalar gözardı edilmez. Başta MEB olmak üzere tüm kurumlara duyurulur.

[1] http://www.bilgitoplumu.gov.tr/yatirim/2009KamuBITKilavuzu.doc
[2] http://www.bilgitoplumu.gov.tr/yatirim/index.asp

29 Ekim 2008 Çarşamba

Artık sabıkalıyım ona göre

Bu güzel bayram gününde çok daha umut dolu ve heyecanlı şeyler yazmak , gönüllere Cumhuriyet enerjisini aktarmak isterdim ama bu halimize de şükür diyecek durumdayız. Biliyorsunuz geçen gün tahliye olduk, eh artık sabıkalı olduğumuzu ziyaretçilerin bilmesi iyi olur diye düşünerek aşağıdaki grafiği bundan böyle sayfamın bir köşesinde bulunduracağım.


24 Ekim 2008 Cuma

Blogger kapatıldı!

T.C. Diyarbakır 1. Sulh Ceza Mahkemesi 20.10.2008 tarih ve 2008/2761 sayılı kararı gereği günlük sayfama erişimin engellendiğini öğrendim, ne bir duruşma çağrısı, ne bir karar, ne bir tebliğ aldım, yargısız infaz edildim, sesim soluğum kesildi sansürlendim.

İki yıldır bağırıyoruz, internet sitelerini TV kanalı gibi gören bir kanun, koltuk sevdasından bu kanuna arka çıkanlar, bu kanun sayesinde Türkiye'de istediği siteyi yasaklatabileceğini bilen hainler ile bunlara maşa olan cahil vatandaşlarımız yüzünden kendi kendimizi mağdur ediyoruz.javascript:void(0)

23 Ekim 2008 Perşembe

Pardus'a katkı yapmak

Pardus, 2007 sürümüyle beraber geniş kitlelere ulaşmayı başarabildi, ben 2008 sürümünün, 2007'den 2007.3'e kadar olan yükselen kalite ivmesini devam ettiremediğini düşünüyorum ama bu kullanıcı kitlesinin genişlemesini etkilemedi. Bunda mevcut kullanıcıların Pardus ile bir gönül bağı kurmuş olduğunu ve yeni kullanıcılar açısından da Ulusal Dağıtım fikrinin çekiciliğinin önemli rol oynadığını düşünüyorum. Bu kadar hızlı büyüyen bir toplulukta da projeye katkı yapmak isteyen her seviyeden kullanıcı olması beklenen bir durumdur.

Kullanıcıların az bir kısmının Linux konusunda tecrübeli ve yetkin kişilerden oluştuğu büyük çoğunluğunda AWB (Ağır Windows Bağımlılığı) olan kullanıcılar olduğu forum ve e-posta listelerinden anlaşılıyor. Bu çoğunluğun belgelendirme, çeviri ve hata raporlama konusunda planlı bir şekilde bilinçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. AWB'den dolayı bu durumdaki kullanıcıların pek çoğu Linux dağıtımlarını birilerinin bir yerlerde kendi halinde kodladığı kendisinin de sadece inidirp kurup kullanacağı bir sistem olarak görüyor. Katkı konusunu da program yazmak olarak anlıyor. Bu konuda wiki sayfalarında belgeler var isteyen gider okur denilebilir ancak ben wiki sayfalarını sadece ne aradığını ve nerede bulacağını bilen kişilerin okuduğunu düşünüyorum. Bu durumda Pardus ekibince kullanıcılara tek adres olarak gösterilen özgürlükiçin sitesinin "Katkı" konusunda yol gösterici, bilinçlendirici ve özendirici yeni bölümleri ve projeleri olması gerektiğini düşünüyorum. Özgürlükiçin bugüne kadar hep içeriden dışarıya bir bilgi akışını sağlama yönünde gelişti, en son "Beyin" projesiyle dışarıdan içeriye akışı sağlayan bir gelişme sağlandı. Artık bundan sonraki adımların özelde "Katkı" konusunda ve genelde dışarıdan içeriye yönelik olması gerekiyor.

Bunları yazmama neden olan şey aslında ileri seviye bir kullanıcının aşağıdaki adreste gördüğüm pisi paketleri [1] , bu arkadaş Pardus'u kullanmış, kullanmakla kalmamış katkı da yapmış. Ama bu paketleri Pardus deposu yerine kişisel sayfasında yayınlamış. Acaba neden Pardus deposuna girmemiş, katkı için başvurmamış mı? başvurmak istemiş bilgi mi bulamamış? geri mi çevrilmiş? diğer dağıtımlar için yaptığı paketlere bakınca Pardus için de iyi bir katkıcı olabileceğini ama neden Pardus'un bu kişiyi kazanamadığını merak ettim. Daha korkunç bir soru acaba bu kişi gibi kendi halinde paketleme yapan kaç kişi var?

Pardus'un bir contrib deposu var ancak bu depoya herkes paket gönderemiyor, bu konudaki teknik konuları bilmiyorum ama contrib deposunun en az temel depo kadar formalite taşıdığını ve test süecine tabi olduğunu sanıyorum. Ben resmi depolarda olmayan paketlerin bulunduğu (belki kullanıcıların kendi yaptığı programlar için) kullanımı tamamen kullanıcıların sorumluluğunda olacak testleri ve bakımı kullanıcılar tarafından yapılacak ama Pardus sunucularından hizmet verecek daha özgür bir depo hayali kuruyorum.

Bu konuda zaten www.pardus-linux.org sitesi açtığı depo ile önemli bir adım atmıştı, ben bu depoların ve sitelerin ülkemizde ve Dünya'da daha da çoğalmasının Pardus'a her zaman fayda sağlayacağını düşünüyorum. Ama bu konularda öncülüğü Pardus ekibinin yapmasını da bekliyorum.

Belki yazılacak daha çok şey vardır ama aklıma gelenleri hızlıca yazdım.

[1] http://www.maccusfoto.nl/maxmenu/rpms.html

10 Ekim 2008 Cuma

E-devlet standartları

Bir kamu hizmeti olan e-devlet uygulamalarından tüm vatandaşların eşit olarak faydalanabilmesi için bu hizmetleri kullanmaya yarayan yazılımların da herkes tarafından ulaşılabilir ve kamunun kullanımına açık olması gerekir.

Ancak ne yazık ki bugüne kadar bazı kamu kurumları bu gerçeği görmezden gelerek vatandaşların bu hizmetlere ulaşabilmesi için ücretli olarak satılan bazı özel şirketlerin yazılımlarını kullanmasını zorunlu tutmuştur. Bu durum çok açıkca hizmetlere ulaşım eşitliğini ve özgürlüğünü kısıtladığı gibi, verilen hizmeti bir nevi paralı hale dönüştürmekle kalmayıp bazı özel şirketlerin de dolaylı olarak devlet tarafından desteklendiği görüntüsünü vermektedir. Her ne kadar bürokratik ve siyasi idarelerin genelde bu teknik konulardan haberi olmasa da oluşan bu tablo e-devlet hizmetleri için büyük bir hukuki sorundur.

Nihayet kamu internet sitelerine çeki düzen verecek çalışmalar geç kalmış da olsa yapılıyor. Bu konuda "Kamu İnternet Siteleri Standardizasyonu Kılavuzu" [1] adıyla yayınlanmış bir taslak çalışması var. Bu belgenin "2.3 Yazılım ve Donanım" [2] bölümünde internet sitelerinin tek bir işletim sistemi ve tarayıcı özelliklerine göre tasarlanamayacağı, nasıl olması gerektiği belgelendirilmiş.

Umarım kısa sürede uygulamaya geçer...

26 Eylül 2008 Cuma

Pratik bir Firefox eklentisi SamePlace

Firefox'a Jabber, MSN, ICQ ve GTalk istemcisi eklemek için güzel bir yol SamePlace eklentisi, ayrıca SamePlace'in kendi sunucusu aynı zamanda bir MSN ağgeçidi.

http://www.sameplace.cc/

25 Eylül 2008 Perşembe

Django'da url ile dans

Önceki yazıda Django ile veritabanı kullanımı örneği yapacağımı yazmıştım ama url adresleri ile oynarken çok eğlenceli şeyler çıktı ortaya yazmadan edemedim.

Önceki örnekteki urlpatterns listemiz aşağıdaki gibiydi;

from deneme.dersler import dersindex, ders1, ders2

urlpatterns = patterns('',
('^$', dersindex),
('bolum1', ders1),
('bolum2', ders2),
)

Buradaki ilk değerin boş olduğunu görüyorsunuz, bu değeri ihtiyaç halinde ön-ek (prefix) olarak kullanabilirsiniz. Şöyle;

from deneme.dersler import *

urlpatterns = patterns('deneme.dersler',
('^$', dersindex),
('bolum1', ders1),
('bolum2', ders2),
)

Peki şöyle bir import yazdıysak?

from deneme.dersler import *
from deneme.makale import *

#Şöyle

urlpatterns = patterns('deneme.dersler',
(r'^$', dersindex),
)

urlpatterns += patterns('deneme.makale',
(r'^$', makaleindex),
)

Bu r'^$' ifadesinde önceki örnekten farklı olarak bir "r" ekledim, bu zorunlu olmasada Python'a bu ifadenin string değil raw olduğunu anlatıyor ve kullanılması iyi olur.

Ayrıca Python'un 255 karakterlik bir fonksiyon arguman limiti var, yani büyük bir sitenin patterns() listesi büyük boyutlara ulaştığında yukarıdaki yöntem kullanılabilir.

Şimdi "/pardus/2008/1" adresini yazacağım pardussurumleri() fonksiyonu ile oluşturmak istiyorum. Bunun için yeni bir pardus.py dosyası açıp şu şekilde yazdım;


# -*- coding: utf-8 -*-

from django.http import HttpResponse

def pardussurumleri(request, version, subversion):
html = "Pardus "+version+"."+subversion
return HttpResponse(html)

Düzenli ifadede olarak kısaca "pardus/", 4 haneli sayı, "/" ve bir haneli sayı tanımı yapıyoruz.

urlpatterns += patterns('deneme.pardus',
(r'^pardus/(\d{4})/(\d{1})/$', pardussurumleri),
)

Peki fonksiyon tanımını şu şekilde yaptığımızı farz edelim;

def pardussurumleri(request, subversion, version):

Bu durumda "/pardus/2008/1" url adresi sonucunda Pardus 1.2008 gibi bir çıktı alırız, ancak aşağıdaki gibi bir pattern tanımı yaparsak fonksiyonumuz pardussurumleri(request, version="2008", subversion="1") olarak çağırılacak.

urlpatterns += patterns('deneme.pardus',
(r'^pardus/(?P<version>\d{4})/(?P<subversion>\d{1})/$', pardussurumleri),
)

Bunun ışığında /pardus20081 url adresi için şöyle bir ifade kullanılabilir.

r'^pardus(?P<version>\d{4})(?P<subversion>\d{1})/$'

Eğer henüz test aşamasındaki bir sürüm için kullanılacak bir url için "/pardus2009test" yerine "/pardus2009" kullanmak istersek pattern ile fonksiyona sabit bir değer geçirebiliriz.

(r'^pardus(?P<version>\d{4})/$', pardussurumleri, {'subversion' : 'test'})

23 Eylül 2008 Salı

Django için paçaları sıvadım

Bende sonunda eğlenceyi doruklarda yaşamak için Django ile "Selam cümlet-ül alemin" (Hello world) dedim. Linus'un Linux 1.0 duyurusunu yaptığı sıralarda (tabii 2 yıl öncesine kadar bundan haberim yoktu) ben bir Apple makinasındaki GWBasic ile "hello world" yazmanın heyecanını yaşayan bir gençtim. O gün bu gündür ne zaman yeni bir "hello world" yapsam hep aynı heyecanı duyuyorum. Bu arada "hello world yapmak" diye bir deyimi ilk kullanan kişiyim herhalde.

Her neyse, bu yazı öyle geyik bir yazı olmasın bir işe yarasın, diye neler yaptığımı anlatayım.

Django 1.0'ı Pardus'da kurmak için "sudo pisi it Django" komutu veya Paket Yöneticisinden tıklamanız yeterli.

Daha sonra projeler için bir klasör açmanız iyi olur, ben ev dizininde django adında bir klasör açtım, konqueror ile bu dizine girip F4 tuşuna basarak konsolu açın ve ilk projenizi aşağıdaki komut ile oluşturun.

django-admin.py startproject deneme

Django bu komutla deneme adında bir dizin oluşturacak ve proje için gerekli temel dosyaları buraya yazacaktır. Proje henüz boş ancak çalışıp çalışmadığını aşağıdaki komutla hemen test edebilirsiniz.

python manage.py runserver

Bu komutu deneme dizininde vermelisiniz, çünkü manage.py orada. Komut çıktısından anlayacağınız gibi tarayıcınızın http://127.0.0.1:8000 adresinden projenizi görüntüleyebilirsiniz. Kocaman bir "It worked" yazısı görmüş olmalısınız. Evet şimdi kendi kodlarımızı yazalım;

deneme Dizini altında "dersler.py" adında bir dosya oluşturun, içeriği şöyle;


# -*- coding: utf-8 -*-
#Üst satır Türkçe karakterler için

#Django kütüphanesinden bir işlev ekliyoruz
from django.http import HttpResponse


#Bu fonksiyon sitemizin indeks sayfasını oluşturacak
def dersindex(request):
html = "<a href='bolum1'>Bölüm 1</a><br>"
html += "<a href='bolum2'>Bölüm 2</a><br>"
return HttpResponse(html)


#Bu fonksiyon da başka bir sayfa
def ders1(request):
msg = "Django mu? o da ne?"
return HttpResponse(msg)



#Bir başkası
def ders2(request):
msg = "Django Reinhardt ünlü bir gitaristtir."
return HttpResponse(msg)


Bu üç fonksiyonun ortak özelliklerine dikkat edin, parametre olarak "request" alıyorlar ve HttpResponse ile değer döndürüyorlar. Buradaki her bir forksiyonun yaptığı sadece sayfanın içeriğni oluşturmak. dersindex Fonksiyonunudaki HTML kodlarına bakarsanız /bolum1 ve /bolum2 dizinlerine bağlantı verildiğini görüyorsunuz, ancak projemizde böyle bir dizin açmadık, şimdi anladığınız üzere ders1 ve ders2 diye iki fonksiyonumuz var ve bu url adreslerini bu fonksiyonlara bağlamamız gerekiyor. Bunu da Django'nun oluşturduğu urls.py dosyasından yapıyoruz. Bu dosyayı şöyle düzenledim;


# -*- coding: utf-8 -*-
#Bunu ben ekledim

from django.conf.urls.defaults import *

#Bunu da ben ekledim, yazdığımız fonksiyonları projeye ekliyoruz
from deneme.dersler import dersindex, ders1, ders2

# Uncomment the next two lines to enable the admin:
# from django.contrib import admin
# admin.autodiscover()


urlpatterns = patterns( '',
('^$', dersindex),
('bolum1', ders1),
('bolum2', ders2),
)


Böylece patterns fonksiyonundaki parametreler ile sitemizin /bolum1 adresi çağırıldığında ders1 forksiyonunun çalışmasını sağlamış oluyoruz. Bu url adreslerinde '^$' gibi düzenli ifadeler kullanılabiliyor, bunula ilgili http://pythontr.blogspot.com/2008/09/dzenli-ifadelelerde-kullanlan.html adresinden bilgi alabilirsiniz.

Merak etmeyin Django ile veritabanı kullanmak en az bu örnek kadar basit :) Bir sonraki örnekte ona bakarız.

20 Eylül 2008 Cumartesi

Pardus sipariş hattı


Bugün şöyle bir e-posta aldım;

"Acaba bana ücretsiz pardus cdsi bıraka bilirmisiniz adres:..... lütfen posta kutuma atın"

Sonra aklımdan şunları yazmak geçti;

-Olmaz, imza karşılığı teslim ediyoruz, evde yoksanız ihbar mektubu bırakırım, gelir benden alırsınız.

-Ücretsiz dediysek ortalık malı değil öyle posta kutusuna at git, teslimatı ikimiz yalnızken yapmalıyım, gece yarısı havaalanı köprüsünün altına gelin, kimsenin sizi takip etmediğinden emin olun, sizi uzaktan izliyor olacağım...

-Biz öle her isteyene CD vermeyiz deliganlı, önce kimsin kimledensin, ne iş yapasın, ailen nasıl tanınır bi öğrenelim, yeni işletim sistemi gurmak sorumluluk ister özveri ister, biz gül gibi yetiştirdik onu, Pardusumuza eyi bakabilcenmi bakem, haa?!...

-Hay hay beyefendi, isterseniz hediye paketi de yapıyoruz, ayrıca Ramazan boyunca kurulan CD yanında KDE4 çalışan CD hediye!!, üstelik 5 CD ve üzerindeki siparişlerinizde %5 ttnet kotası kazanma şansı, daha bitmedi yapılacak çekilişle....

16 Eylül 2008 Salı

4. Antalya Linux Kullanıcıları Toplantısı

Güzel ve önceki toplantılara nazaran kalabalık bir toplantı oldu, ben 10 kişi saydım. Deniz, Üniversitenin kablosuz internetinden Pardus güncellemesini yapıp 2008.1 indirmeye çalıştı. Akdeniz Üniversitesinin akademik ve idari olarak özgür yazılımlara hiçbir yakınlığının olmadığını öğrenci arkadaşlardan bir kez daha öğrendik, bu nedenle olsa gerek özgür yazılımlara ilgi duyan öğrenci sayısı da pek fazla değil, ancak Ziraat Mühendisliğinden katılan arkadaşlar oldu. Ben her yerde üniversitenin desteği olmadan özgür yazılımlara olan ilginin ve desteğin artmasının zor olduğunu düşünüyorum.

Ancak Sağlık İl Müdürlüğünün polikliniklerde Pardus kullanmaya devam ettiğini ve ismini unuttuğum (afedersiniz hatırlatın) bir turizm firmasında pek çok sunucu işlemleri için Linux dağıtımları kullanıldığını öğrendik.

http://groups.google.com.tr/group/antalya_linux

9 Eylül 2008 Salı

OOXML'de Uzaylı Parmağı mı var?

Son günlerde basının "süper malzeme" muamelesi yaptığı Hadron Çarpıştırıcısını herhalde duymayan kalmamıştır. Hadron herhalde Dünya'daki en büyük partikül hızlandırıcısı olması ve yapılacak deneyin sonuçları açısından yüzyılın mühendislik ve fizik projelerinden birisi olarak tarihe geçecek.

Eğer bu konuya meraklıysanız yaklaşık 8000 bilim insanının katkısıyla hazırlanan ve Hadron'un tüm tasarım, inşa ve teknik detaylarını içeren dokümanlara aşağıdaki [1] adresten ulaşabilirsiniz. Ancak gözünüz korkmasın insanlığın bu dev projesinin raporları sadece 1600 sayfa tutmuş.[2]

Yani OOXML'nin 6000 sayfalık inanılmaz rekoruna yaklaşamamış bile. Şimdi insan düşünmeden edemiyor, bu OOXML nasıl üstün bir teknolojidir? Yoksa MS labaratuvarlarında kocaman siyah gözlü birileri mi çalışıyor nedir?

Sonra aklıma şu güzel hikaye geldi;

Adamın biri 5 adım öteden attığı ipi bir iğnenin deliğinden geçirmesiyle ünlüymüş.
Bu adam halkın diline düşünce Padişah gerçek olup olmadığını anlamak için adamı saraya çağırtmış.
Huzura çıkan adama eğer gerçekten ipi 5 adım öteden atıp iğne deliğinden geçirirsen sana 10 kese altın veririm demiş, yoksa kellen gider...
Adam gayet kendinden emin bir şekilde ipi atıp delikten geçirince Padişah şaşkınlıktan ayağa kalkmış.
Hemen vezire dönüp bu adama 10 kese altın verin sonra da 50 kırbaç vurun demiş.
Adam altınlara sevinemeden diz çöküp af dilemiş neden Padişahım diye sormuş.
Padişah adama dönüp bu altınlar bu kadar yetenekli olduğun için, kırbaçlarda bu yeteneğini böyle absürd bir şeye harcadığın için demiş. :DD

[1] http://www.iop.org/EJ/journal/-page=extra.lhc/jinst
[2] http://www.symmetrymagazine.org/breaking/2008/08/25/free-online-full-documentation-for-the-large-hadron-collider/
[3] http://en.wikipedia.org/wiki/Office_Open_XML

3 Eylül 2008 Çarşamba

Türkiye kara listeye doğru...

ITU (International Telecommunication Union) Başkanı Türkiye'nin "Spam Posta Dağıtma Şampiyonu" olduğunu ve böyle devam ederse kara listeye alınacağını söylemiş. Bu gerçekleşirse Türkiye'deki sunuculardan gönderilen postalar yerine ulaşamayacak. [1]

Bu spam postalar büyük oranda "zombie" denilen ve uzaktan gizlice yönetilen bilgisayarlardan kaynaklanıyor, yani evinizde veya ofisinizde Microsoft ürünleri kullanan zavallı bir PC'nin dünyanın herhangi bir yerindeki bir kırıcı tarafından ele geçirilmiş olması yüksek ihtimal.

[1] http://turk.internet.com/haber/yazigoster.php3?yaziid=21840

25 Ağustos 2008 Pazartesi

Nasıl Mikrosoftcu olunur?

Bu hafta sonu büyük bir şirketin bir şubesinde bilgi işlem sorumlusu olarak çalışan yüksek öğrenim görmüş bir gençle tanıştım. Bu kişi kendisini "Mikrosoftcu" olarak tanımladı ve bu tanımı nasıl kullanmaya başladığını anlattı.

Birkaç yıl önce Antalya'da düzenlenmiş seminer şeklindeki bir Microsoft etkinliğine katılmış. Her ne kadar özel ve kamu sektöründeki bilgi işlem yöneticilerinin ağırlıkta olduğu bir toplantı olsa da sektördeki teknik personelin de katılımı sağlanmış. Microsoft ürünleri kullanarak yetişmiş bu gencin o güne kadar Linux ve özgür yazılım üzerine pek fikri ve merakı yokmuş, Linux dünyasını "geçici bir heyecan" olarak görmüş her zaman (konuştuğumuzda hala öyleydi).

Bu seminerde "Linux fanatiği" diye tanımladığı bir grup da varmış. Seminer boyunca bu kişiler Microsoft ürünlerini ve projelerini anlatma derdindeki konuşmacıları sorular ve çeşitli görüşleriyle terletip müdehale etmişler hatta bazı anlarda tartışmaya varan konuşmalar geçmiş ve ortam gerilmiş. Sonunda bu agresif Linux taraftarları çizdikleri hoş olmayan tablo ile seminerdeki pek çok kişinin antipatisini kazanmayı başarmış. Sonuçta bu genç bilişimci arkadaş Linux hakkındaki düşüncelerinin o günden sonra iyice keskinleşerek Linux'a karşı antipatiye dönüştüğünü ve "iyiki Microsoft varmış" diye düşündüğünü söyledi.

Kendisi özel ders veren bir arkadaşımın öğrencisi olduğundan ve kısa bir ders arasında lafladığımızdan muhabbeti pek koyulaştıramadık, ancak anlattıkları bana yetti. Kaş yapalım derken göz çıkarmak böyle bir şey işte.

23 Ağustos 2008 Cumartesi

Smooth Jazz ver bana gazz

Pardus için yazdığım çevrimdışı güncelleme yardımcısını kurulum CD'sinde bulunmayan PyQt4 ile geliştirmişim. Geliştirmişim diyorum çünkü bu trajik-komik durumu interneti olmayan bir kullanıcının test ederken aldığı "
ImportError: No module named PyQt4" hatasıyla anlamış olmamdan dolayı yaşadığım dumuru hala üzerimden atamadım. :D

Bu sabah programı pek içimden gelmeyerek PyQt'ye uyarlamak için biraz kurcaladım ama bu iki kütüphanenin birbirinden temel farklılıkları olduğunu anlayınca bu işi şimdilik bir kenara bırakıp programı bir komut satırı aracına dönüştürmenin daha az acı vereceğine karar verdim. Bu projeyi Qt ve özellikle QtXml'i tanımak için yapmıştım, beni teselli eden herhalde bu amacıma ulaşmış olmam oldu. Tabii bunu yaparken işe yarar bir şeyler ortaya çıkmasını da istiyordum.

Ancak kodlarla boğuşurken bu defa farklı olarak üyesi olduğum www.live365.com'dan bir Smooth Jazz [1] kanalını Amarok ile açtım. Kod yazarken ihtiyaç olan konsantrasyon, meditasyon, navigasyon vs.için oldukça etkili olduğunu fark ettim. Genelde sıkı bir Jazz dinleyicisi değilim ama sesi fazla açmadan yan taraftaki bir caz kulübünden odaya süzülen melodiler havasında dinlenen bu tür Cazın "Cazz'n Gazz" etkisini de hiç hafife almayın ve deneyin derim.

[1] http://www.live365.com/stations/bo67

31 Temmuz 2008 Perşembe

Devletin güvenli bilgisayar tanımı değişti

05.07.2008 Tarihinde Bimer aracılığı ile yaptığım başvuru metni;

Ulaştırma Bakanlığı - Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına bağlı İnternet Dairesi Başkanlığının bir hizmeti olan ve amacı aileleri internet kullanımı konusunda bilinçlendirmek olan http://www.guvenliweb.org.tr adresinde bir site yayınlanmaktadır.

Bu sitede bilgisayarları daha güvenli hale getirmek için yapılan açıklamaların hepsi Windows işletim sistemi temel alınarak yapılmıştır, buna gerekçe olarak bir bölümde bu sistemin daha yaygın kullanıldığı öne sürülmüştür.

Ancak Windows sisteminden daha güvenli olduğu bilinen Linux temelli (Pardus ve Ubuntu gibi) işletim sistemlerinden bilgilendirme amaçlı da olsa bu sitede neden hiç bahsedilmemiştir?

Özellikle ülkemizde TUBITAK bünyesinde geliştirilen, binlerce kullanıcısı olduğu bilinen ve tamamen ücretsiz ve özgürce dağıtılan Pardus sisteminin güvenlik avantajları konusunda ailelere neden hiç bilgi verilme gereği duyulmamıştır.

Aynı sitede, özellikle gençler arasında yaygın kullanılan diğer sistemler dışlanarak sadece Windows işletim sisteminin açıklanması, ticari bir ürün olan Windows'un üreticisi Microsoft firması ile Telekomünikasyon Başkanlığı arasında bu konuda ticari bir ilişki olduğunu düşündürmektedir, bu doğru mudur?


31.07.2008 Tarihinde aldığım cevap;

Sayın İmrek,

Başbakanlık İletişim Merkezine yapmış olduğunuz başvuru ilgisi nedeniyle Kurumumuza yönlendirilmiştir. Başvurunuzda söz etmiş olduğunuz konu ile ilgili olarak İletişim daire başkanlığımızdan alınan bilgi aşagıda belirtilmiştir.
22.05.2008 tarihinde yayın hayatına başlamış bulunan http://www.guvenliweb.org.tr sitesi ile genelde toplumumuzu, özelde ise çocukları, aileleri ve eğiticileri bilinçlendirerek "internetin doğru, etkin ve güvenli kullanımının" sağlanması hedeflenmektedir.

Güvenli Web internet sitesinde kullanıcıları bilinçlendirmek amacıyla yer alan içerikler bilgisayarların işletim sistemleri arasında herhangi bir fark gözetmeksizin yayınlanmakta olup, içeriğin daha da zenginleştirilmesi adına sürekli olarak çalışmalar yürütülmektedir. Fakat bu içeriğin internet kullanıcılarının sağlayacağı katkılar ile daha da zenginleştirilebileceği düşünülmektedir ve içeriğe ilişkin olarak siteye katkıda bulunmak isteyenlerin iletisim@guvenliweb.org.tr e-posta adresine gönderecekleri içerikler, teklif ve öneriler mutlak surette degerlendirmeye alınacaktır.

Ayrıca, Başkanlığımızın http://www.guvenliweb.org.tr sitesinde yayınlanan içeriklerin temin edildiği kurum, kuruluş ve kişiler ile herhangi bir şekilde ticari bir ilişkisi olmadığı hususunda bilgilerinizi rica ederim.

Bilgilerinizi rica ederiz.


http://www.guvenliweb.org.tr/guvenli_bilgisayar.html Adresindeki metnin yapılmış olan değişiklikten sonraki hali. Önceden bu sitede Linux hakkında tek kelime yoktu.


2. Güvenli Yazılımlar Seçin

Her bilgisayar programı aynı oranda güvenli değildir. Bazı programlar, diğerlerine göre çok daha fazla hata/açık içerirler. Hatta bazı programlar, yalnızca başka bilgisayarlara zarar vermek amacıyla yazılmıştır. Bu nedenle güvenli yazılımları tercih etmek önemlidir. Genel olarak, büyük açık kaynak kodlu yazılım projeleri, pek çok kişi tarafından geliştirilip denetlenebildiğinden daha az güvenlik açığı içerirler. Siz de güvenli yazılımlar kullanmaya Firefox ve Thunderbird ile başlayabilirsiniz. Saldırılar daha çok Windows işletim sistemine yapıldığından risklerinden tamamen uzaklaşmak için Linux tabanlı işletim sistemlerini kullanabilirsiniz. Örneğin Pardus, Tübitak UEKAE tarafından geliştirilen kolay kullanılabilir, Türkçe bir Linux dağıtımıdır. Ya da kullandığınız işletim sisteminin güvenlik güncelleştirmelerini yüklemelisiniz.


Ayrıca verilen cevapta koyu olarak işaretlediğim bölüm özgürlükiçin.com topluluğuna bir mesaj niteliğinde :)

30 Temmuz 2008 Çarşamba

Pardus'da çevrimdışı güncelleme (Pogy)

Soru: Emekleme aşamasındaki bir "python coder" bu konuyu proje olarak seçerse ne olur?
Cevap : pogy.tar.gz

İlgililerin paketteki README dosyasını okumasını... (Henüz beta bile olmadığını düşünerek pisilemedim.)

25 Temmuz 2008 Cuma

Mobil Paranoya ve Linux

Son zamanlarda telefon dinlenme olayları nedeniyle pek çok kişinin farkına vardığı "dijital paranoya" da denilebilecek bir ruh hali her geçen gün yayılıyor. Bir haber sitesindeki [1] yazıya bakılırsa dinleme işi çocuk oyuncağı. Tek yapmanız gereken dinlemek istediğiniz kişinin telefonuna 5-10 saniye içinde küçük bir yazılım yükleyivermek :)

Aslında bu konuda özel bir telefonu kurbana hediye etmek ve "Man in the middle" gibi gelişmiş yöntemler olsa da bizi ilgilendiren yöntem "software injection".

Çünkü bidiğiniz gibi mobil cihazlar artan bir ivmeyle bilgisayarlaşıyor ve yeni cihazlar kullanıcı tarafından sonradan değiştirilebilen işletim sistemleri ile geliyor. Bu da doğal olarak virüs programcıları ve cracker'lar için yeni bir eğlence alanı. Yani yakında casusluk, crack veya henüz karşılaşmadığımız suçlar için internette pek çok program dolaşıyor olacaktır (Belki de dolaşıyor). Bu işin bu kadar ayağa düşmesi de ister istemez herkeste bir endişeye neden olacak.

Böyle güvenlik endişelerinin paranoyaya dönüştüğü bir dünyada herkesin güvenebileceği bir mobil işletim sistemine ihtiyacı olacağı açık. Bu açıdan bakınca Linux temelli mobil sistemlerin yıldızı parlayacak bence.

19 Temmuz 2008 Cumartesi

a) Zenginden alır zengine veririz


Başbakanlığın "Lisanslı Yazılım Kullanılması" konulu 2008/17 sayılı genelgesini http://forum.pardus-linux.org/viewtopic.php?f=188&t=16850 adresinden öğrendim. Bu genelge Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa dayanarak resmi kurumlardaki lisanssız yazılımların lisanslarının acilen satın alınmasını veya medyalardan silinmesini emrediyor.

Özünde çok doğru bir iş olsa da ilgili forum sayfasındaki yorumlardan da anlaşılacağı gibi bu işin nereye varacağını yani bu işten kimin karlı çıkacağını tahmin etmişsinizdir. Bu genelge ilk bakışta Pardus için bir fırsat gibi görünse de kamu kurumlarının ve kamu personellerinin mevcut durumu göz önüne alınınca insanın neşesi kaçıyor.

Çok kaba bir hesap yapmak istedim ve http://ilsis.meb.gov.tr/home/DevletKurumlari.pdf adresindeki belgeye ulaştım, bu belgede 1683 sayfada ortalama 33 kamu kurumu listelenmiş.

1683 x 33 = 55.539 adet MEB'e bağlı kamu kurumu görünüyor. Bu sayıya küçük köy okullarından büyük liselere kadar okullar dahil.

Eski bir bilgisayarın Windows XP (240-YTL) ve Office 2007 Home (140-YTL) lisansına ihtiyacı olduğunu varsayalım ve çok saf düşünürsek her kurumda eski ve lisanssız 3 bilgisayar için;

380 x 3 x 55.539 = 63.314.460-YTL Sadece MEB için.

Şimdi siz olsanız ne yapardınız?

a) Bu parayı IMF'den alıp Microsoft'a öderdim.
b) Bill Gates'i Türkiye'ye davet eder rakı masasında pazarlık ederdim.
c) Fikir ve Sanat Eserleri Kanununu yürürlükten kaldırırdım
d) Bu makinalara Pardus kurar, itiraz eden memurları OOXML teknik dokümanından sınava sokardım.
e) Hiçbiri

15 Temmuz 2008 Salı

Pogy



Bakalım zaman bulup bitirebilecek miyim? Aslında sistemdeki mevcut paketleri ve depo indekslerini tarayan birkaç python sınıfı yazdım, hatta konsoldan güncellenecek paket listesini bile aldım, yani işin özü tamam gibi ama derlenip toparlanması ve hata ayıklaması var. Hadi hayırlısı...


5 Temmuz 2008 Cumartesi

Dansguardian'ı Türkiye'de Kullanan Cezayı Yer


Dansguardian'ı anlatmaya gerek yok aslında, bilmeyenler için kısaca açık kaynaklı, büyük sunucu sistemlerde ve gömülü cihazlarda çok yaygın olarak kullanılan (belki SmoothGuardian'dan tanıdığınız) ve pek çok ödül almış bir internet filtre yazılımıdır. Ancak Türkiye'de bu yazılımı kullanmak sizi cezadan kurtarmıyor.

Ne cezası diyorsanız; Bilindiği üzere, 5651 sayılı acayip bir Kanuna dayanılarak hazırlanan İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcılar Hakkında Yönetmeliğin (1 Kasım 2007 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.) 5. maddesinin birinci fıkrasının c bendinde, ticari amaçla internet toplu kullanım sağlayıcıların Başkanlık tarafından onaylanan içerik filtreleme yazılımı kullanmaları gerektiği belirtilmektedir.

Evet anladığınız üzere Dansguardian ve pek çok özgür filtre yazılımı bu lüzumsuz Başkanlık tarafından onay almamış, aslında neden almadığını anlamak pek zor değil gibi, gidip şu sayfaya baktığınızda bazı firmaların çoktan filtre pazarını parsellemeye başladığını görüyorsunuz.

Hadi kör topal bir kanun çıkardınız, bari uygulamayı adil yapın, nerdeeee.....


3 Temmuz 2008 Perşembe

Adobe yan çizdi


Adobe son yıllarda Flex geliştirme aracı ve Apollon altyapısıyla Gelişmiş İnternet Uygulamaları (GİU - Rich Internet Application (RIA)) konusunda büyük atağa geçmişti, hatta Microsoft'un rakip teknolojisi Silverlight'ı bile daha daha doğmadan piyasadan silmek üzere diyebiliriz.

GİU yazılımları web siteleri ve masaüstü uygulamalarını birleştiren ve yüksek programlanabilir bir platformdan bağımsız kullanıcı arabirimi imkanı tanıyor. Ancak web geliştiricileri GİU yazmak konusunda her zaman bir tereddüt yaşıyorlardı. Çünkü dinamik içeriğe sahip ve swf animasyonu olarak kullanılan GİU yazılımları google ve yahoo gibi tarayıcılar tarafından tam olarak indekslenemiyordu. Bu bir web sitesi için gerçekten büyük handikap.

Ancak Adobe bu engeli kaldırmak için arama motorlarının bu dinamik içerikleri indeksleyebilmesi için gerekli bilgileri goole ve yahoo ile paylaştı.

Bu sevindirici bir haber gibi görünse de bu bilgileri herkesin kullanımına açmak yerine sadece google ve yahoo'ya vermesi büyük hayal kırıklığı. Bu olay Adobe'nin son yılarda açık kaynağa olan ilgisine hatta bazı projeleri açık kaynağa taşıma projelerine ters düşen bir gelişme oldu.

1 Temmuz 2008 Salı

Yeni bir insan tipi keşfedildi!

Pardus geliştirici listelerinde bugün gördüğüm bir gönderide Erkan TEKMAN'ın yazdığı şu cümle beni kahkahalara boğdu;

"Sanırım konuştuğunuz kişiler sadece bilgisayar okur yazarı, yani okur yazar
değil..."

Böylece yeni bir insan tipi tanımlanmış oluyor, çok yaşayın :DD

30 Haziran 2008 Pazartesi

Pardus 2008, Nihayet...

Uzun bekleyişten sonra Pardus 2008'e kavuştuk, 2007'den bildiğimiz Pardus projeleri yeni teknolojilerle yenilenmiş olarak geldi, ayrıca görüntü yöneticisi gibi yeni projeler de var.

Herhalde ilk göze çarpan açılış sisteminde gfxboot kullanılmış olması, bu sayede daha şık ve işlevsel bir önyükleme sistemi oluşturulmuş. Diğer önemli bir değişiklik de yeni çekirdek, yani daha fazla donanım desteği.

Kurulum sistemi (YALI) bence oldukça başarılı, görsel ve işlevsel olarak 2007'den daha iyi, disk bölümleme kısmı daha anlaşılır olmuş, yükleme de biraz daha hızlanmış gibi. Ancak slayt olarak geçen paket tanıtım metinleri çok küçük kalmış, bu yazıları grafik olarak kullanılsa daha şık olurmuş, bir de kurulum ilerleme çubuğunun iki defa dolmasını beklemek de pek hoş değil.

COMAR ve diğer projelerdeki Dbus geçişi de kendini gösteriyor, bu sayede özellikle COMAR'ın zorg aracı pek çok kişiyi xorg.conf'u düzenlemekten kurtarıyor ve açılış sistemindeki seçeneklerle farklı modlarda KDE servisini açabiliyoruz, böylece bazı ekran kartı sorunlarında X'in açılmaması durumu pek çok yeni kullanıcı için kabus olmaktan çıkmış oluyor. Yetenekli görüntü yöneticisi de çok büyük bir ihtiyacı kapatmış oldu.

Paket yöneticisinin eski sistemlerde hızlandığı söyleniyor, ben henüz eski sistemime kurmadım. Ancak grafik arabirimin eskisi ile aynı kalmasını yadırgadım, sade ve kolay kullanımı iyi güzel de makyaj olarak 2008'e özel bir şeyler yapılabilirdi. Ben Paket yöneticisinin Tasma'ya eklenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Yeni Kaptan'da eksikliği hissedilen gerekli bazı eklemeler yapılmış iyi olmuş. Ancak 2007'deki Disk yöneticisi Tasma'da yok, oysa çok gerekli bir araç, neden yok anlamadım.

Bende RC sürümünde çalışan ses sistemi final sürüm ile çalışmadı, bu konuda forumlarda benzer konular geçiyor ve Pardus'a bildirdiğim hata kaydına da aynı sorunu yaşayanlar yorum yazmış. Ayrıca henüz depodaki Virtualbox paketi kurulamaz durumda.

Beklediğim gibi 2008 çok kararlı bir sürüm olmadı, en azından 2007.3 daha kararlı, ancak sistem altyapısı değiştiğinden bunu normal karşılıyorum. Bir kaç aya kadar güncellemelerle ve paket deposundaki eksikliklerin giderilmesiyle 2008'e geçmeyen kalmayacak diye düşünüyorum.

24 Haziran 2008 Salı

Açık Kaynaklı Alternatifler


Yıllardır kullanmaya alıştığınız programın açık kaynaklı alternatiflerini merak ediyorsanız buyrun;

http://www.osalt.com/

13 Haziran 2008 Cuma

Yeni anakartım Gigabyte 73PVM-S2

Son 3-4 aydır sistemimi yenilemeyi düşünüyordum ve bütçesi kısıtlı bir Linux kullanıcısı olarak alacağım anakartın aşağıdaki özellikleri taşımasını istiyordum;

  • Tüm donanımın Kernel 2.6.25 ile sorunsuz tanınması
  • GPU'nun nVidia olması
  • Tümleşik GPU'nun compiz ve urban terror gibi oyunları oynamak için yeterli olması
  • İşlemci desteğinin iyi olması
  • Düşük maliyetli olması
Bu sırada http://www.pclabs.gen.tr adresindeki incelemeyi gördüm ve GeForce 7100 / nForce 630i yonga setinin aradığım bütün özellikleri taşıdığını öğrendim. Sonuçta Gigabyte anakartı aldım. Kartın Pardus 2008 (Kernel 2.6.25) lpci çıktısı şöyle;

  • 00:00.0 Host bridge: nVidia Corporation Device 07c1 (rev a2)
  • 00:00.1 RAM memory: nVidia Corporation nForce 630i memory controller (rev a2)
  • 00:01.0 RAM memory: nVidia Corporation nForce 630i memory controller (rev a1)
  • 00:01.1 RAM memory: nVidia Corporation nForce 630i memory controller (rev a1)
  • 00:01.2 RAM memory: nVidia Corporation nForce 630i memory controller (rev a1)
  • 00:01.3 RAM memory: nVidia Corporation nForce 630i memory controller (rev a1)
  • 00:01.4 RAM memory: nVidia Corporation nForce 630i memory controller (rev a1)
  • 00:01.5 RAM memory: nVidia Corporation nForce 630i memory controller (rev a1)
  • 00:01.6 RAM memory: nVidia Corporation nForce 630i memory controller (rev a1)
  • 00:02.0 RAM memory: nVidia Corporation nForce 630i memory controller (rev a1)
  • 00:03.0 ISA bridge: nVidia Corporation Device 07d7 (rev a2)
  • 00:03.1 SMBus: nVidia Corporation Device 07d8 (rev a1)
  • 00:03.2 RAM memory: nVidia Corporation Device 07d9 (rev a1)
  • 00:03.4 RAM memory: nVidia Corporation Device 07c8 (rev a1)
  • 00:04.0 USB Controller: nVidia Corporation GeForce 7100/nForce 630i (rev a1)
  • 00:04.1 USB Controller: nVidia Corporation GeForce 7100/nForce 630i (rev a1)
  • 00:08.0 IDE interface: nVidia Corporation Device 056c (rev a1)
  • 00:09.0 Audio device: nVidia Corporation MCP73 High Definition Audio (rev a1)
  • 00:0a.0 PCI bridge: nVidia Corporation Device 056d (rev a1)
  • 00:0b.0 PCI bridge: nVidia Corporation Device 056e (rev a1)
  • 00:0c.0 PCI bridge: nVidia Corporation Device 056f (rev a1)
  • 00:0d.0 PCI bridge: nVidia Corporation Device 056f (rev a1)
  • 00:0e.0 IDE interface: nVidia Corporation Device 07f0 (rev a2)
  • 00:0f.0 Ethernet controller: nVidia Corporation MCP73 Ethernet (rev a2)
  • 00:10.0 VGA compatible controller: nVidia Corporation GeForce 7100/nForce 630i (rev a2)




Bu çipsete Kernel 2.6.24'den itibaren sürücü desteği eklenmiş, Pardus 2008 RC1 sorunsuz yüklendi ve çalışıyor, yeni anakart almak isteyen giriş seviyesindeki Linux kullanıcıları için iyi bir seçim olabilir. Bunun bir üst modelinde DVI çıkışı da mevcut.

http://tw.giga-byte.com/Support/Motherboard/BIOS_Model.aspx?ProductID=2734

Ne oluyoruz yaaa...


Ulaştırma Bakanlığı bünyesindeki İnternet Kurulu Başkanlığına, Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Başkanı Doç. Dr. Turan Menteş seçilmiş. Söylesem faydası yok söylemesem gönül razı değil hesabı yazmadan edemedim.

Şu meşhur Youtube yasaklarına neden olan ve Anayasa'ya aykırılığı bile ortaya atılmış ve tüm bilişim camiasının şikayetçi olduğu çağ dışı malum kanun ile oluşturulmuş bir kuruma Türkiye Bilişim Derneği Başkanının seçilmiş olması çok üzücü.

Bu kanunun yürürlükten kaldırılması veya üstün körü tarif edilmiş ve her yöne çekilebilecek suç unsurlarının tarifinde değişiklik yapılması için mücadele verecek kurumların başında gelmesi gereken TBD'nin başkanının kalkıp bu kanunu onaylarcasına kurul başkanlığını kabul etmesi nasıl açıklanır bilemiyorum.

Pek öyle olacağa benzemese de hayırlı olsun diyelim.



10 Haziran 2008 Salı

ATI Linux ile barışıyor mu?

ATI'nin yeni nesil FireGL serisi ekran kartları ile ilgili yeni bir inceleme [1] herkesi umutlandırdı, sonuçlar aşağıda, bazı testlerde Windows sürücüler testi tamamlayamamış bile.

Linux sistem Ubuntu 8.04 LTS 32-bit. Windows ise Vista FireGL 8.453.1 sürücüsü ve OpenGL 6.14.10.7165 sürümü.















[1] http://www.phoronix.com/scan.php?page=article&item=amd_firegl_v8600&num=1

23 Nisan 2008 Çarşamba

Python ile QtXml sınıfını kullanmak


Bugün beni saatlerce uğraştıran küçük bir keşif bu. Keşif diyorum çünkü Qt'yi sadece Qt Designer'den kullanmış birisi olarak Qt referans belgeleri arasında kayboldum. Bulabildiğim tüm örnekler C üzerindeydi ve Qt ile xml parse işlemi yapan pek kimsenin olmadığını fark ettim. Herhalde başka kütüphaneler kullanıyorlar ama ben Qt diye tutturdum :) Hele PyQt ile xml parsing örneği bulabilen varsa allah rızası için bana adresini yazsın...

Aslında gerek kalmadı işin mantığını çözdüm, ama hala bana Python ve Qt ayrı dünyalarda gibi geliyor. Madem kimse yazmamış işte ben yazıyorum, Python'da Qt kütüphanesi ile nasıl XML Parse edilir.


XML Dosyası şöyle olsun;


<PISI>
<Distribution>

</Distribution>
<Package>

</Package>
<Package>

</Package>
</PISI>



Minik python kodu da şu;

#!/usr/bin/python


from PyQt4 import QtCore, QtXml

#Dosya'yı aç ve oku
f = QtCore.QFile("pisi-index.xml")
f.open(QtCore.QIODevice.ReadOnly)
heap = f.readAll()

#Xml nesnesi oluştur
xml = QtXml.QDomDocument()

#Xml içeriğini nesneye aktar.
#aktarınca parse edilmiş olacak
#geri dönüş değeri 4 adet değişken oluyor
#ve () içinde bu dönen değerler alınabiliyor
#ilk değişken parse işleminin başarı durumu
(success, msg, a,b) = xml.setContent(heap)
print success

#firstChild fonksiyonu adı üstünde
#ilk Xml düğümünü (node) yani root-node'u
#QDomNode nesnesi olarak döndürüyor
first = xml.firstChild()

#QDomNode nesnesinin nodeName fonksiyonu
#düğümün adını döndürüyor
print first.nodeName()

#ChildNodes ise bağlı düğümlerin bir
#listesini tutan QDomNodeList
#nesnesinin döndürüyor
childs = first.childNodes()

#Bu nesnenin at() fonksiyonuna verilen
#parametre kaçıncı düğümü döndüreceğini
#belirtiyor tabii ki dönen nesne de bir QDomNode
firstelement = childs.at(1)
print firstelement.nodeName()

Programı çalıştırınca çıktımız şöyle;

True
PISI
Package

Bu çıktıdan nelerle uğraştığımı da anlamış olabilirsiniz :) Ayrıca Qt ile ilgileniyorsanız ve Pardusunuzda Qt Asistan kuruluysa kendinize bir sürpriz yapın ve "qtdemo" komutunu çalıştırın.

21 Nisan 2008 Pazartesi

15 Nisan 2008 Salı

Pardus Seri İlanlar :D

PINP v0.1 Released- Pardus için İnternet Paylaşımı

Bir süredir üzerinde çalıştığım pinp sonunda görücüye çıktı.

Yaklaşık 1 aydır Python ve PyQt öğrenmek için ne yapabilirim diye düşünürken en kestirme yolun bir proje üzerinde çalışmak olduğuna karar verdim ve daha önceden "Pardus'da şu da olsa iyi olurdu" dediğim birkaç fikirden bir tanesi olan internet paylaşımı üzerine çalışmaya başladım.

Proje beklediğimden çabuk çalışır hale geldi. Pinp, bilgisayarınıza bağlı olan interneti ikinci bir ethernet kartınız varsa buna bağlı bilgisayarlara da paylaştırma işini tek tıklamayla yapmanızı sağlıyor. Ancak bu sürüm bir nevi Beta olduğundan henüz hata kontrolü veya durum bilgilendirme gibi özellikleri yok, ama denediğim kadarıyla işini iyi yapıyor.

Pardus ekibi bu yaz İnternet paylaşımı için bir staj projesi açıklamış. Umarım stajerler iyi iş çıkarır, o zamana kadar PINP ile idare edin.

Linux ile 1,5 yıl önce tanıştığımda acaba bende bir gün Linux için program yazabilir miyim? diye düşünmüştüm, her şey tahmin ettiğimden çok daha hızlı gelişti. Bu özgür yazılım ve açık kaynak Dünyası gerçekten çok eğlenceli bir yermiş.

Proje Adresi: http://sourceforge.net/projects/pinp/

29 Mart 2008 Cumartesi

Linux ve Windows'u karşılaştırmak


Bu aslında iyi bir şey, çünkü her iki sistemin de üstün ve eksik yönlerinin anlaşılmasında bayağı faydalı oluyor ayrıca her iki sistemin de mükemmel olmadığını bir kez daha hatırlıyoruz.

Ancak fanatik kullanıcıların göremediği bir gerçek var ki o da her iki sistemin gelişim çizgisinin çok farklı olmasından dolayı adil bir karşılaştırma yapmanın imkansız olması.

80'lerden başlayıp bundan 2-3 yıl öncesine kadar geçen zamanı düşünürsek;

Windows 3.0'ın tanıtım seminerinde Bill'in söylediği bir cümle şöyle; "Biz okuma yazma bilen herkesin bilgisayar kullanabilmesini amaçlıyoruz" (kelime kelimesine hatırlamıyorum ama bu anlamda bir şeydi) Yani Windows her zaman ekranda sağa sola tıklayarak kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılamaları çizgisinde gelişti. Sonuçta da genel masaüstü ihtiyaçlarını karşılama çizgisinde görsel olarak gelişerek güvenlik ve sağlamlığı ikinci plana itti.

Linux ise tam aksine genel masaüstü kullanıcılarına hitap eden bir sistem olmadı, olmadı derken bunu amaçlamadı, bunun yerine bilgisayar ağları ve çeşitli sunucu işlemleri gibi çok üstün olduğu çizgide gelişti. Linux kullanıcıları da zaten sistem teknisyenleri-yöneticileri, üniversite çevreleri, network uzmanları gibi genel masaüstü kullanıcılarından farklı bir kesimdi ve yine Linux uygulamalarının geliştiricileri de bu kişilerdi.

Onun için Windows ve Linux'u kafa kafaya karşılaştırmak pek adil değil, ancak biliyoruz ki bu tablo son yıllarda değişmeye başlıyor.

Bunun nedeni de çok açıkca Linux kullanıcı ve geliştirici sayısının artmasıyla birlikte Linux'un zayıf olduğu masaüstü verimliliğinin her gün artan bir ivmeyle gelişerek Windows'un pazar payına ciddi tehdit oluşturması.

Bugünkü tablo ise şöyle;
Her gün yüzlerce Linux dağıtımının binlerce geliştiricisi yeni özellikler ve geliştirmelerle kullanıcıların masaüstü ihtiyaçlarını karşılayacak etkili çözümler üretmek için çalışıyor, sonuçta Linux'da Açık Kaynak'tan gelen inanılmaz bir enerji, canlılık ve gelişim söz konusu. Ancak Microsoft'un böyle bir imkanı yok.

Microsoft'un tutunacağı tek dal DirectX kaldı ve hem bunu nakite çevirebilmek hem de rekabete yeni bir soluk katabilmek için son bir hamleyle apar topar bir çok eksiği ve sorunu olan Vista'yı piyasaya sürdü.

Sonuçta eğer karşılaştırma yapılacaksa bu Masaüstü-Linux ile Windows arasında yapılmalı ve pratik kullanıma sahip Masaüstü-Linux'un geçmişi de son yıllardan ibaret. Yani Linux derken aslında yeni yeni gelişmeye başlayan Masaüstü-Linux'dan bahsediyoruz genelde.

Bu açıdan bakınca Linux tarafında daha her şeyin yeni başlamakta olduğunu ve Microsoft tarafından bakınca da gerçek rekabetin önümüzdeki birkaç yılda can yakacak seviyeye ulaşacağını görebiliriz.

Peki bu iş nereye gidecek diye sorulursa, buna Win-Linux gibi dar bir açıdan bakmak yanlış olur derim. Ancak çok açık olan şey şu; Önümüzdeki 10 yıl İnternet-İşletim Sistemi-Mobil İletişim-Multimedya dörtlüsü birbirinden ayrılamayacak şekilde homojen bir hale gelecek ve böyle bir ortamda açık kaynak çok avantajlı bir yere sahip olacak.

Peki ya Microsoft? Bence Microsoft kapalı kaynak kodlu bir çekirdeği olan ama açık kaynaklı framework yapısı sunan yeni bir işletim sistemi fikriyle yola devam etmek zorunda kalacak.


28 Mart 2008 Cuma

Google'dan GrandCentral


Google ekibinin verimliliği beni her zaman etkiliyor, işte yeni bir hizmet daha GrandCentral. İlk bakışta bir nevi sesli e-posta hesabı gibi görünen proje, Beta aşamasında olduğu halde WebCall ve Mobile Access gibi ilginç özellikler sunması ile o kadar da basit olmayacağını şimdiden haber veriyor.

Henüz sadece ABD'deki kullanıcılara açık olan hizmete http://www.grandcentral.com/signup/not_right_now adresinden kayıt olarak Türkiye için hizmete girdiğinde ilk haberdar olanlardan birisi olabilirsiniz.

11 Mart 2008 Salı

Mail atmaya meyilli olmak :)

- Abi Türkler mail'e e-posta diyormuş duydun mu?
- Ha ha ha, hi hi, hadi yaa...

7 Mart 2008 Cuma

Maaşlı Yazar-Düşünürler ve İnternet Devrimi

Birgün öyle bir icat yapılacak ki; günlük konuşma dilindeki kelimelerin yarısının anlamı yeniden yazılacak ve bir o kadar da yeni terim eklenecek, tıpdan pazarlamaya, bankacılıktan basın yayına, eğlenceden edebiyata, cinsellikten spora aklınıza gelebilecek her şeyin yapılış ve sunuş biçimi değişecek. İnsana tam bir devrim yapılacakmış havası veren bu icat internetden başka bir şey değil ve çoktan yapıldı. Ancak günlük yaşama yavaşça sokulmasından dolayı pek bir devrim havası estirmiyorsa da bundan 20 yıl önce yaşayan birisinin aniden bugüne ışınlandığında yaşayacağı şoku ve uyumsuzluğu hayal etmeye çalışınca internet'in herşeyi nasıl değiştirdiği daha net görülebiliyor.

Bunları düşünmeme neden olan şey internette izlediğim ve basında kendisine pek yer bulamayan bir yazar ve edebiyatçının videosu. Bu yazar bağımsız fikirlerini keskin ve sınır tanımayan üslubu ile dile getirmesiyle ünlü, eh böyle olunca pek çok hayranı olduğu gibi bir o kadar da sevmeyeni oluyor. Eğer internet denen icat olmasaydı bu yazarın yapabileceği sadece kitaplarıyla okurlara ulaşmaktan ibaret olacaktı çünkü basın patronları ne o taraf ne bu taraf dinlemeden her an herkesi yerin dibine geçirebilcek bir yazara köşe ayırmak istemiyor, tv'ler de aslında reytingi bol olabilecek bir üslubu olsa da her an mahkemelik olabilecek birisini ekrana taşıyarak başını ağrıtmak istemiyor.

Sonuçta bu yazarı, uygulanan ağır ambargo nedeniyle geleneksel basın ve medya camiasında görmek, dinlemek mümkün değil. Ancak internet, basın ve medya kelimelerinin geleneksel anlamlarını bir kenara itip yeniden tanımladı. Artık bu yazar ve bunun gibiler hiçbir basın patronuna boyun eğmeden, hiçbir medya gücünden maaş alıp gebe kalmadan rahat ve özgürce tüm Dünya'ya çok rahat ulaşabiliyor, üstelik siz ne zaman isterseniz her an orada sizi bekliyor. Bu yazar tahmin edebileceğiniz gibi Nihat GENÇ :)




Eğer basın ve medya dünyasında geleneksel düşünceler hızla değişmezse bu internet devrimi tüm medya patronlarını ve maaşlı geleneksel yazar-düşünür tiplemelerini silip atacak. (Umarım öyle olur)

25 Şubat 2008 Pazartesi

Linux üzerinde Crysis oynayın: StreamMyGames

Gözlerinize inanabilirsiniz... Evet yaklaşık 15dk. içerisinde Linux kurulu PC'nizde Crysis veya diğer son teknoloji ürünü oyunları oynayabilirsiniz gerçekten. Ancak bu Linux'un maarifeti değil, yok yok Microsoft'da DirectX kodlarını açmadı henüz :)

Aslında teoride oldukça basit bir teknoloji sayesinde sadece oyunlar değil pek çok uygulama uzaktan çalıştırılabiliyor. Bir sunucu üzerinde çalışan uygulamayı istemci bilgisayarınızdan kullanabiliyorsunuz. Bir web tarayıcı ve yüklediğiniz küçük bir servis programı aracılığı ile kurulan mp4 stream bağlantısı ile sunucuda çalışan performans canavarı uygulamaları bir low-end PC'de bile kullanabilirsiniz. Yani aslında bu olaya internetten etkileşimli bir video seyretmek de diyebiliriz.

Ancak anlamış olduğunuz gibi Crysis gibi bir oyunu şu anda internetten oynamanız teoride mümkün olsa da bunun için internet bağlantınızın bant genişliğinin Türkiye şartlarında bir hayli iyi olması lazım, örneğin teoride 1024x768 çözünürlükte bir video için minimum 4Mbps bir bant genişliği gerekli.

Evet arkadaş Ubuntu üzerinde Crysis oynuyor;






Bu hizmeti veren www.streammygame.com 'a üyelik ve 640x480 çözünürlükte mp4 hizmeti ücretsiz, 1280x720 için 10 USD karşılığı 1 yıllık kredi almanız gerekiyor. Çünkü uygulama sunucunuz yerel ağınızda da olsa streammygame sunucularındaki kullanıcı kimliği olmadan kullanamıyorsunuz.

Bu internet gerçekten şeytan icadı... :)


28 Ocak 2008 Pazartesi

Meğerse Youtube Kaçak Yayın Yapıyormuş!... :)

Son youtube yasaklamalarından sonra açıklama yapan Telekomünikasyon İletişim Başkanının sarf ettiği cümleler ilgili yasaların ve düzenlemelerin ne kadar dar bir bakış açısının ürünü olduğunu bir kez daha hatırlattı.

"Bilindiği gibi Youtube, içerisinde bir çok türkçe videonun bulunduğu, Türkiye'den hiç azımsanamayacak miktarda paylaşımcının katıldığı ve İnternetin yapısı gereği Türkiye'yi de kapsayan bir video paylaşım sitedir. 5651 sayılı yasa kapsamında "Yer Sağlayıcı" dır ve anılan yasaya dayalı olarak çıkartılan Yönetmelik gereği "Faaliyet Belgesi" alması gerekmektedir. Söz konusu web sitesi yetkililerinin bugüne kadar Başkanlığımıza herhangi bir başvurusu olmamıştır."

Buraya uygun bir gülme efekti bulamadığım için beni affedin...

Alıntı : http://turk.internet.com/haber/yazigoster.php3?yaziid=20055


22 Ocak 2008 Salı

Dns ve Proxy

Bir internet sayfasını açabilmek için sizin bu sitenin domain adını tarayıcınızın da bu sitenin yayınlandığı sunucunun ip adresini bilmesi gerekir. Tarayıcınız, sizden aldığı domain adını domain isimlerinin bulunduğu bir veritabanında arama yaparak ip adresini araştırır. Bu veritabanı da domain adı sunucuları (DNS) denilen bilgisayarlarda tutulur. Eğer sizin verdiğiniz domain adının ip adresi sorgulama yaptığınız dns sunucusunda kayıtlı değilse bu sayfaya ulaşamazsınız.


Eğer belli bir domain’e girişi engellemek isterseniz bu dns kayıtlarından ip adresini silersiniz veya başka bir ip adresi yazarak farklı bir yere yönlendirebilirsiniz. Ancak bu durumda bilgisayarının başında oturan uyanık arkadaşımız sorgulama yaptığı dns sunucu adresini değiştirerek girilmesi istenmeyen sitenin ip adresine kolayca ulaşabilir ve siteyi açar.

Bir başka yöntem olarak dns sorgulamaları için kullanılan 53 numaralı portu belli bir ip adresine yönlendirmeyi seçebilirsiniz. Böylece uyanık kullanıcımız dns sunucu adresini değiştirse bile yine de sizin istediğiniz dns sunucusunu kullanmış olacaktır. Ancak bu uyanık kullanıcımız erişmek istediği ip adresini bir şekilde (gogıl aramaları vs.ile) elde edip tarayıcısının adres satırına yazarsa yine siteyi görüntüleyecektir.

Bu durumda yapılacak şey girilmesini istemediğiniz sitenin ip adresini bloklamak olacaktır. Ancak büyük siteler tek bir sunucudan yayın yapmadığından ve ip adresi kolaylıkla değiştirilebildiğinden sürekli bu değişiklikleri kontrol etmeniz gerekir.

Tüm bu önlemlerin hepsini alsanız bile uyanık kullanıcımız, siz bir tarafta ip adresleriyle boğuşup ter dökerken mesela http://www.freeproxies.org/list.htm adresindeki listeden hoşuna giden bir siteye girip açmak istediği sitenin domain adını yazarak istediği siteye rahatlıkla ulaşabilir.

Bu vekil (Proxy) sayesinde mümkün oluyor, adından anlaşılacağı gibi bu sitedeki vekil yazılımı uyanık kullanıcımızın ulaşmak istediği site ile bilgisayarı arasında aracılık yapıyor, kullanıcı görünüşte bu Proxy sitesinin domain adı altındaki bir adresi görüntülüyor, ancak o adres Proxy yazılımı sayesinde kullanıcının istediği siteye bir köprü vazifesi görüyor. Böylece siz asla uyanık kullanıcının hangi siteye girdiğini bilemiyorsunuz ve bu vekil hizmeti veren sitelerden kaç yüz tane var tanrı bilir.

Uzun laf anlamayana söylenirmiş...