8 Aralık 2010 Çarşamba

Nightware nedir?

Bugün bir forumda NIGHTWARE terimini kullandım, anlatmak istediğim şey bir yazılımcının veya yazılım meraklısının (bu ben oluyorum) boş zamanlarında (çoğunlukla geceleri) kendi çapında yazdığı kodlarla oluşturduğu yazılım projelerini ifade etmekti.

Ses benzerliği olan "nightmare" kelimesi bu tür amatör projelerin barındırabileceği pek çok hatanın ve her an "artık keyif almıyorum" denilerek gelişiminin durdurulabileceğinin habercisi gibi oluyor. Bu tür işler çoğunlukla da iş sonrası geceleri yazıldığından "night" kelimesiyle de başka bir açıklama yüklenmiş oluyor kelimeye.

"Nightmare/Software" İle olan benzerliği nedeniyle belki daha önce de kullanılmış bir terim olabilir ama ben hiç görmediğimden bir an kendimi mucit gibi hissettim. Zaten sayısı çok az olan bilişim terimlerine bir tane de ben ekleyeyim dedim fena mı? :P

3 Kasım 2010 Çarşamba

Günlük yazmak için kaçamak yapmak

Şu sıralar işyerimdeki hareketlilik ve berbat olan İngilizcemi yontma çalışmalarım nedeniyle gönüllü faaliyetlere ayıracak zamanım kalmadı. En çok üzüldüğüm konu Pardus 2011 testleri yapamıyor olmak, en son Beta kurdum ve yarım saat kadar kullanabildim, hala güncellenmeyi ve hata aramayı bekliyor. Her neyse, Armut'a ne oldu diyenler varsa endişelenmesin, her zaman buralardayım.

6 Ekim 2010 Çarşamba

Pardus öğrenci temsilcilikleri için çalışmalar başladı

Antalya Linux Kullanıcıları e-posta grubuna göndermek için yazdığım bir iletiydi ama günlüğe de eklemek iyi olur dedim.

----
Takip edenler biliyordur Özgürlükiçin.com Pardus Öğrenci Temsilciliği [1] çalışmalarına başladı, henüz çok yeni bir proje. Akdeniz Üniversitesinden temsilci olmak isteyenler forum sayfasından iletişime geçebilir. Üniversitede öğretim üyeliği yapan üyemiz varsa öğrencilere veya bilgisayar kulübüne duyuru yaparsa belki daha iyi olur.

Biliyorsunuz Pardus 2003 yılında planlanmaya 2005 yılında da geliştirilmeye başlanmış bir proje ve genel bütçeden sadece geçtiğimiz yıl cüzzi bir miktar destek görmüş durumda. Bizler için Pardus'u diğer Linux dağıtımlarından ayıran en belirgin özelliği kullanım alanları bakımından ülkemizin ulusal çıkarlarına hizmet etme amacı bulunması.

Pardus bugün bir Ubuntu, Suse veya Fedora gibi dağıtımlarla karşılaştırıldığında komik sayıdaki geliştirici, katkıcı ve kullanıcı ile yoluna devam etmekte. Çıkarılan ürünler ise her zaman bu dağıtımlarla karşılaştırılarak Pardus'un eksiklikleri eleştiriliyor. Bu tabii ki her zaman olması gereken ve sevindirici bir şey. Bunun yanında herkesin göğsünü kabartan pek çok övgü dolu inceleme de yapılıyor. [2]

Pardus'un eksiklikleri söz konusu olduğunda en büyük sorumluluk bence Üniversitelerimizde. Çünkü tüm dünyada özgür yazılımlara en büyük katkı (büyük şirketleri saymazsak) üniversitelerden yapılmakta ancak ülkemizde birkaç üniversite haricinde maalesef büyük bir sessizlik hakim. Oysa üniversitelerin katkısı ile geliştirilecek bir Pardus ülkemizdeki özgür yazılım ekosisteminin lokomotifi olacağı gibi ülkemizin gururu da olacak, belki 2023 sürümü distrowatch.com'da [3] ilk sıralara yerleşecek.

Örneğin Pardus 2011'in 64bit sürümü ÇOMÜ'deki kahraman Necdet YÜCEL hocamız [4] ve birkaç öğrencisinin çabalarıyla bugünlere geldi. Her üniversitemizde böyle bir heyecan ve istek olması Pardus'u bambaşka bir dağıtım haline getirebilir.


27 Eylül 2010 Pazartesi

Tarihin en küçük düşürücü stratejisi

İran'ın nükleer enerji projelerine bir bilgisayar virüsü yoluyla yapılan saldırı sonucu projelerin sekteye uğraması İran açısından büyük bir skandal olsa gerek.

Kullanılan virüsün Stuxnet olarak bilinen zararlı olduğu yazılıyor. Yani İran neredeyse varlığını dayandırdığı gizli projelerindeki bilgisayarlarda Windows kullanıyormuş.

Eğer herşey bize yazıldığı gibiyse bu durum İran açısından büyük bir skandal, siz en büyük düşman olarak ABD'yi göstereceksiniz ve ABD'nin yok etmek için uğraştığı bir projenizde yine ABD'nin ulusal çıkarları için üretim yapan bir ABD şirketinin kapalı kodlu yazılımlarını kullanacaksınız. Tamamen düşmanın kontrolündeki bir yazılım ile çalışan aletlerle düşmana saldırmak. Neresinden baksanız ironik bir durum.

Peki ya Türkiye? ABD ile düşmanlık değil müttefiklik durumu var, yani ABD'nin ulusal çıkarlarına hizmet eden firmaların gizli kapalı ürünlerinden çekinmeye gerek yok diye düşünebilir miyiz? Bu durum müttefik olsa da her ülke için rahatsızlık verici bir durum olmalı.

21 Eylül 2010 Salı

Ulusal bilişim kurultayında bir şeyler eksik mi?

Yarın 27.Ulusal Bilişim Kurultayı Ankara'da toplanıyor, programda çok güzel tartışma konuları var, bunlardan birisi de "Twitter ne alem?" başlığını taşıyor, 6 konuşmacıya 1,5 saat ayrılmış, ama Ulusal Bilişim Kurultayında Ulusal Dağıtım Projesinin adı bile geçmiyor.

Benim bilmediğim ama herkesin bildği bir şey var mış gibi hissediyorum.

3 Eylül 2010 Cuma

Firefox'ta yazım denetimini hızlandırmak

Pardus'ta mümkün olan tüm uygulamalar yazım denetimi özelliği içeriyor, Firefox'da buna dahil. Ancak binlerce sözcük bulunan uzun metin girişi alanlarında bu özellik ayağıma dolanıyor. Örneğin wiki kodlamalarıyla dolu büyük wiki sayfalarını değiştirmeye çalışınca kodlamalar nedeniyle hemen tüm sözcüklerin altının kırmızı çizilmesini bekliyorum çünkü bu işlem çift çekirdekli sistemimde bile Firefox'un 5-10 saniyelik bir nöbet geçirmesine neden oluyor.

Son defa böyle bir durumla karşılaştığımda altı kırmızı çizilen sözcüklerin metnin belirli bir yerinden sonra hiç bulunmadığını fark ettim. Hangi sözcük veya durumda bunun sona erdiğini anlamak için birkaç farklı sayfada denemeler yaptım ancak hiçbir anlamlı ortak nokta yakalayamadım. Önce herhalde zemberek belirli bir sayıda yazım yanlışından sonra işlemi durduruyor diye düşündüm, ama zemberek metnin bütünü hakkında ne bilebilir ki dedim. O zaman bu işi Firefox yapıyor ve belki de bunun bir ayarı vardır?

Yanılmamışım; Firefox'un about:config sayfasını açarak extensions.spellcheck.inline.max-misspellings adlı parametrenin 500 olan değerini 50 olarak değiştirdim. Böylece artık Firefox, 50 yazım yanlışından sonra yazım denetimi yapmıyor, yani uzun metinler bulunan metin kutularında daha hızlı.


13 Ağustos 2010 Cuma

Pardus 2009.2 Xfce seçkisi

Seçkiyi 1 ay önce Özgürlükiçin.com forum sayfasından duyurmuştum, günlük yazmayı unutunca forumu takip etmeyenlerin gözünden kaçmıştır muhtemelen. Ancak bu çalışmanın farklı bir Pardus sürümü veya farklı bir dağıtım olmadığının altını çizeyim. Sadece Pardus 2009.2 kurulumunda bulunan paketler seçkinin amacına göre değiştirilerek resmi Pardus depolarından tekrar oluşturulmuştur.

İndirme bağlantıları ve diğer açıklamalar forumda mevcut. Kurulumdan sonra Xfce masaüstü açılmaktadır, istenirse KDE masaüstüne de geçilebilir. Seçki 14 Temmuz'a kadar olan güncellemeleri de barındırıyor, vakit buldukça güncellemeyi düşünüyorum.

9 Ağustos 2010 Pazartesi

Tümünü okumadım ama çaktırmıyorum

Bilgisayar ve internetin olmadığı, bunların yerini kitapların aldığı bir dönemden sonra standart iş temposuna geri döndüm, tabii öncelikle biriken işleri kovalamak lazım. Ancak son zamanda çevremde sık karşılaştığım uzun süre geçmeyen öksürük hastalığı bende gittikçe arttı ve bugün doktor reçeteyi yazarken sinüzit, farenjit ve bronşitin hafif seyreden bir karışımından bahsetti. Bir an vücudum Windows ile çalışıyormuş gibi hissettim, keşke Linux kurup böyle şeyleri dert etmemek mümkün olsa dedim içimden.

Bu arada Pardus camia forumu yapılmış, içerik ve beklentilere bakınca toplantıdan çok bir forum olmuş olabileceğini düşündüm. Neler olup bittiğini, en azından sonuçları bir yerlerde okumayı umuyorum. Özgürlükiçin'deki Beyin 2 (Bilim kurgu filminin devamı gibi duruyor) daha da olgunlaşmış görünüyor.

RSS okuyucum binlerce başlık getiriyor önüme. Mallesef tümünü okundu işaretlemekten başka çarem yok.

10 Temmuz 2010 Cumartesi

2011 Yolları taştan...

Pardus geliştirici listesinde birkaç gündür yüksek tansiyonlu bir tartışma sürüyor. Başından beri takip ettiğim tartışma çeşitli siteler ve forumlarda da konu edilmeye başlandı ve Pardus'un bittiğine dair yorumları bile gördüm. :)

Benim gözümden olayın özeti şu;

Pardus çekirdek geliştiricileri projenin iç süreç yönetimlerindeki sorunları daha hızlı çözmek ve yönetmek için bazı özelliklere sahip bir yazılım arayışına girmiş ve JIRA yazılımını kullanmaya karar vermiş. (Bu ihtiyaç ve bu yazılım önceki yıllarda da tartışılmış ve özgür bir yazılım olmadığı için kullanılmamasına karar verilmiş.)

Geliştiricilerin bu yazılımı kullanmaya başlayacaklarını diğer katkıcı ve geliştiricilere posta listesi üzerinden bildirmeleri ile tartışma başladı. Bazı geliştiriciler özgür yazılım alternatifleri dururken kapalı bir yazılımın kullanılmasının etik olmadığını tekrar ifade etti.

Çekirdek ekip diğer alternatiflerin ihtiyaçları karşılamadığını ve Pardus 2011 sürecinde daha fazla zaman kaybedilmemesi istendiği için JIRA'dan bugün için vazgeçemeyeceklerini ileride özgür alternatiflere geçişin mümkün olduğunu söyledi.

Bazı geliştiriciler de kararın sadece çekirdek ekip içerisinde alınmış olmasını eleştirdi ve tartışma ikinci bir boyut kazanarak hararetlendi.

Sonuçta Doruk Fişek başta olmak üzere Pardus'a dışarıdan gönüllü destek veren diğer bazı katkıcılar artık geliştirici topluluğu ile birlikte hareket etmeyeceklerini listeden açıkladılar. Ancak tartışma sona ermiş değil, sadece herkes içini döktü ve tansiyonu biraz düştü.

Olanları şöyle yorumluyorum;

Gördüğüm kadarıyla Jira tartışması başka bir konuyu tekrar tetikledi. O da uzun yıllardır ara ara sürekli tartışılıp durulan bir konu ve çekirdek ekip ile gönüllü katkıcıların yönetim ve karar alma süreçleri konusundaki farklı düşünce veya davranışları merkezindeki bir tartışma.

Temeli eskilere dayanan ve hiç bitmeyen bu tartışma kapalı bir yazılımın kullanılacak olması kararı ile birleşince adeta bir patlama etkisi yapmış gibi görünüyor. Tartışmanın çıkış nedeni temelde özgür olmayan bir yazılımın kullanılacak olması olsa da tekrar alevlenen diğer konu da uzunca tartışıldı.

Jira'nın kullanılması kararını teknik olarak yorumlayacak ve doğru-yanlış değerlendirmesi yapacak durumda olmasam da korkarım bundan böyle Pardus, kapalı yazılım kullanma kararını hiç silinmeyecek bir doğum lekesi gibi taşımak zorunda kalacak ve her fırsatta yüzüne vurulacak.

Jira tartışması sayesinde tekrar alevlenen diğer konu ise bence çok daha önemli. Listeyi takip etmeye başladığım 2007 yılından bugüne pek çok katkıcının benzer konularda pek çok şikayetinin zaman zaman tartışıldığını gördüm ama bugün hala aynı konular bu şekilde gündeme geliyorsa dışarıdan bakan birisinin gözünden iki şey anlaşılıyor; ya geliştiriciler arasında iletişim sorunu var ya da bu kronik sorunlara hep semptomatik tedaviler uygulanıyor.

Peki ne olacak?

Kendi açımdan bakarsam sonuçta bir kullanıcıyım ve benim açımdan bir şey olacağı yok, 2011 sürümünün heyecanını şimdiden hissediyorum.

Özgür yazılım düşüncesini savunan birisi olarak da gönül verdiğim projenin böyle bir karar vermesi elbette içime sinmedi. Keşke elimden bir şey gelseydi.

Topluluk süreçlerine katkı veren bir gönüllü olarak, "Pardus geliştirme için özgür olmayan yazılımlar kullanıyor, çarmıha gerelim onu!" diyerek bu gelişmeyi fırsat bilenlere, bundan bende memnun değilim ve özgür yazılım alternatifini kullanmaya geçeceği günü iple çekiyorum ama ulusal çıkarlara hizmet etme amacındaki bir projenin amaçlarını gerçekleştirmesi için hepimizin desteğine ve katkısına ihtiyacı var, her şeye muhalif olabilirsiniz ama projenin amaçlarına muhalif olamazsınız demeye devam edeceğim.

Son olarak yaşananların kronikleşmiş tartışmaları artık bir sonuca bağlayacak uygulamalara vesile olması gerektiğini düşünüyorum. İletişim sorunuysa bir toplantı takvimi, semptomatik tedavi sorunuysa cerrahi müdahale (dedikleri gibi) benim iki kuruşum olsun.

Peki hiç keyifli bir şey yok mu? Elbette var, ilk çekirdek ekipten bazı isimleri listede tekrar görmek.

24 Haziran 2010 Perşembe

Google'dan OCR hizmeti denemeleri

OCR Konusunda Gogılın epey geriden geldiğini düşünüyorum, yine de bu konuda bir çalışma varmış. http://googlecodesamples.com/docs/php/ocr.php Adresinden uygulamanın Google Docs'a erişim iznini verdikten sonra siz de deneyebilirsiniz. Gönderdiğiniz görüntü Docs belgesi olarak açılıyor, ama hemen sevinmeyin, oldukça temiz taranmış ~500Kb'lık 12 puntolu bir belgenin sadece başlıklarını görebildim. Yerel OCR yazılımınız yoksa Gogıl'dan önce diğer online alternatifleri deneyin.

6 Haziran 2010 Pazar

İnternet, Dünya ve Türkiye

Bu hafta yasa dışı Yutub örgütüne ait olduğu tespit edilen bazı ip adreslerinin fişlendiğini öğrendik, ancak bu adresler aynı zamanda masum Gogıl hizmetleri için de kullanılıyormuş. Yani Gogıl hizmeti için bu adreslere başvuran milyonlarca vatandaş cevap alamaz durumda. BTK'dan "aynı adresi kullanmasalarmış kardeşim" anlamında bir açıklama okuduk.

Geçtiğimiz yıllarda Dünya'ya alay konusu olduğumuz Yutub sansürünün (ve diğerlerinin) artık toplumsal baskı neticesinde yavaş yavaş çözülmeye başlayacağını düşünmekle ne kadar saf olduğumu bu hafta anladım. Türkiye'deki hak ve özgürlükleri kısıtlamaya çalışacak kişilerin istismarını kolaylaştırıcı, ellerine koz veren kanunlar çıkarılmış olması bir hataydı ve bu hatada ısrar etmek küçük düşürücüydü. Ama beni asıl üzen toplumsal taleplerin ve ihtiyaçların kanunlar olarak somutlaşması veya hataların düzeltilmesi sürecinin işlemiyor olması. Özetle ulusal yönetim erki gücünü nereden alıyor? sorusunun cevabını göğüsümüzü gere gere verememek acı verici.

Son 15 yılda neredeyse Moore Yasası hızıyla genişleyen, biraz anarşist yapıda bir iletişim devrimi ortaya çıktı. Dünyaya İnternet'ten bakınca hiçbir siyasi sınır göremiyorsunuz, devletsiz bir dünya arkaik bir düzen görünümü var. Bu ortamın gelişmesindeki en büyük hızlandırıcılar olan kapitalist çeteler yine köşe başlarını tutmuş olsa da isteyen kişi onların mahallesine uğramadan da İnternet'in nimetlerinden bir ölçüde faydalanabiliyor, bu gerçek hayatta böyle değil.

Bu haliyle İnternet, temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan yapıları bir denizin dalgaları gibi yavaş yavaş aşındırıyor ve bu yapıların beslendiği tek yanlı bilgilenme ve sansürün temelini oyuyor. Bu durum doğal olarak totaliter rejimler açısından devletin varlığına bir saldırı olarak algılanıyor. Özgürlükçü yönetimler ise kurumsal yapıları güçlendirmek için bundan nasıl faydalanacağını araştırıyor.

Ancak Türkiye'nin bu durumu nasıl anladığını ben hala anlayabilmiş değilim. Daha çok ne yaptığını ve yapacağını bilmeyen sakar bir çocuk gibi davranıyor.

4 Haziran 2010 Cuma

Yeni sürümde güncelleme

Pardus ekibi ilk defa herkesi hazırlıksız yakaladı ve takvimden önce sürüm çıkardı, ben de forum yöneticisi olarak bugün için kendimi bir yığın "ne zaman çıkıyor, çıktı mı, saat kaçta, ee saat şu oldu hala yok..." gibi forum mesajlarını okumak üzere hazırlamıştım. Kurtuldum :) Bunun için ayrıca teşekkür edeyim. Ama temcit pilavımızdan kaçış yok tabii; "Bunun adı niye Türkçe değil?" (Çünkü böyle böyle)

Şimdi pek çok Pardus kullanıcısı yeni sürümün .iso dosyasını indirdi, eh bir de güncelleme yapacak. Haklı olarak şöyle düşünülebilir; zaten indirdiğim .iso dosyasında güncel pisi paketleri var, bunları /var/cache/pisi/packages altına kopyalarım, sonra da güncellerim. Böylece daha az paket indiririm.

Ama pisi delta paketleri kullandığı için böyle olmuyor, delta paket kullanımını kapatmak için /etc/pisi/pisi.conf dosyasındaki ignore_delta = değerini True yapmalısınız. Ondan sonra yukarıdaki yöntemle güncelleme yaparsanız OO.org ve KDE paketleri gibi büyük boyutlu temel bileşenleri indirmemiş olursunuz. Güncellemeden sonra pisi.conf'u eski haline getirmeyi sakın unutmayın. Ben sayede tahminen 60-70MB'lık bir indirme ile iş yerimdeki bilgisayarda yeni sürüme güncelleme yaptım.

Evdeki bilgisayarımda ise paket sayısı fazla ve Kernel Headers gibi büyük boyutlu ve CD'de olmayan paketler olduğundan muhtemelen normal güncelleme ile çok farklı olmayacak durum.

Yani bu yöntem depoların her güncellenmesinde biraz daha verimsiz olacaktır, bu nedenle indirme boyutu yeni sürümünün yayınlanmasının üzerinden ne kadar zaman geçerse o kadar çok olacak. Bir süre sonra da normal güncellemeden daha büyük boyutlu indirme yapacaktır.

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Pardus belgeseli çekilebilme ihtimalini yükseltmek

Yıl 2023 olmuş ve T.C. 100 yılda neler yapmış diye bir belgesel çekiliyor diyelim ve Pardus projesi de belgesele alınmış. Veya aynı tarihlerde Pardus projesi için özel bir belgesel çekilecek. Böyle bir konuda yönetmen olsanız ilk arayacağınız belgeler herhalde bu günlere ait video görüntüleri veya olmadı fotoğraflar olacaktır.

Ben Pardus geliştiricisi olsam elimin altında hep bir kamera bulundururdum, sürüm kutlamaları, seminerlerin yolculukları, kulisleri, ofiste bilgisayar başında garip hareketler yapan veya kestiren hekır manzaraları, neşeli geek sohbetleri veya teknik toplantılardan birkaç manzara, kavgalar gürültüler, ofis taşıma manzaraları, pikinikler vs. artık 1-2 dakikalık da olsa ne yaşadıysam bunları kaydeder saklardım.

Şimdi düşünüyorum 2023'e gitmeye gerek yok, Pardus 1.0'ın veya 2007'nin çıkışı hakkında kimde ne kadar görüntü vardır? O günlerdeki geliştirici ekibe ve yaşananlara ait, o heyecan ve sıkıntıları anlatabilecek elde ne var? Bir Pardus belgeseli için yeterince zaman geçmiş, 6 yıl ve 5 sürüm olmuş.

Ayrıca söylemedi demeyin, 2023'de bugünlerin görüntüleri için iyi para verirler eminim :)

11 Mayıs 2010 Salı

TEDAŞ Karşıma çıkmasın

Geçen haftalarda monitörüm yanmıştı, dün de galiba anakartım yandı, elektrik dağıtım şebekesinden birisi karşıma çıkarsa boğacağım sanırım.

Çatıya güneş panelimizi koyup mutlu mesut yaşadığımız günleri görebilecekmiyiz...

30 Nisan 2010 Cuma

E-Posta adreslerimiz meğer tezgahta müşteri bekliyormuş

Bugün bir alişveriş sitesinden reklam e-postası aldım, listeden çıkmak için üyelik iptali yapın vs. yazıyor, o siteye hiç girmemiştim belli ki yeni açılmış. Sitelerine üye olmadığımı ve e-posta adresimi nereden temin ettiklerini sordum. Aslında e-posta trollerinin bazı yöntemlerle internetten adres toplayıp satışını yaptıklarını biliyorum, herhalde böyle bir yolla almışlardır diye düşünüyordum.

Gelen cevapta üyeliğim olan başka bir site ile (sitenin adını vererek) yaptıkları anlaşma ile aldıklarını ve listeden çıkarıldığımı yazmışlar. Bu yasal mı değil mi bilmiyorum ama kişiye özel bilgilerin sıradan bir bilgi gibi satışa çıkarılması ve bu şekilde elde edilen bilgilerin kullanılması her iki firma açısından neresinden bakarsanız çok çirkin bir reklam aslında.




Paket bağımlılıklarını aramadan bulmak mümkün mü?

Pardus paket yöneticisinin hızından şikayetçi olan sadece ben miyim bilmiyorum, gerçekte paket yöneticisi sadece bir arayüz, asıl performansı pisi gösteriyor. Pisi'nin kodlarını adam gibi incelemeden eleştirmek verilen emeğe gerçekten haksızlık olacak ama özellikle eski bilgisayarda bağımlılık hesaplaması yaparken iyice kendini gösteriyor bu yavaşlık.

Amatör bir Python yazarı olduğumdan bu bağımlılık çözme meselesi güzel bir problem gibi göründü gözüme ve acaba bu işi ben olsam nasıl yapardım diye düşünmeye başladım. Kağıt üzerinde birkaç şey karalamışım, ertesi gün o kağıt gözüme ilişti, üzerine paketleri temsil eden bir sürü yuvarlak çizmişim, sağına soluna çizgiler notlar vs.

Yav dedim bu yuvarlakların her biri bir nesne olsa ve her biri kendi bağımlılığını ve ters bağımlılığını bilse ve bunları birer eventHandler'a kaydetse, bir tanesini kurmaya çalışınca bu event'ları tetiklese hiç öyle listelerde falan arama yapmasa.

Vakit buldukça bir prototip kodlamaya başlayacağım, kendime yeni bir eğlence çıktı, hoşuma giderse belki Paso'ya eklerim Pardusman gibi depodan seçki oluştururuz, fena mı olur?

23 Nisan 2010 Cuma

Durduk yere bir grubun şarkısını sevmeye başlamak


Uzun zamandır bir şarkıyı üst üste birkaç defa dinlememiştim, bu durumu açıklamak kolay değildir, belki de şarkıyı yazan kişiyle dinleyenin duygu durumunun o anda aynı olmasından kaynaklanıyordur. Çok ünlü olan ama benim tarzından dolayı hiç ilgi göstermediğim bir grubun artık eski sayılabilecek bir şarkısı bir grup mp3'ün arasında kaybolmuş vaziyette rastgele çalma modundaki bir listedeydi. Çalmaya başlayınca işi gücü bırakıp sözlere ve müziğe daldım, sonra gogıl açılıp sözleri bulundu, youtube açılıp klibi izlendi, klip ayrıca güzel.

Duran Duran - What happens tomorrow

20 Nisan 2010 Salı

Tek umudum Google Wave

Facebook ve benzeri siteleri hiç kullanmadım, en son Google Buzz'a takılmıştım o da sarmadı, takip edemiyorum, zamanımı, kimin ne yaptığı ne dediğini takip etmektense kendi yaptıklarıma ayırmak istiyorum sanırım. Çok mu bencilce oldu?

Pardus topluluk faaliyetlerine yapmaya çalıştığım katkılar ve üstlendiğim yönetim görevleri zaten yeterince zamanımı alıyor, hatta iş yoğunluğundan şu aralar topluluk işlerine de zamanım olmuyor. Spor olsun diye yaptığım üç kuruşluk kodlama keyfim vardı ama epeydir buna da zamanım olmadı.

Öyle bir şey olmalı ki; sadece ilgilendiğim konulardaki bağlantılarımla ortak çalışmalar yürütüp, iletişim ve paylaşımda bulunabileceğim, özel bağlantılarımı da aynı platformda bu faaliyetlerimden ayırı olarak yönetebileceğim bir ortam olmalı. Artık tek umudum Google Wave gibi görünüyor, sunumunu seyrettikten sonra benim gibiler için bir şeyleri değiştirebilir diye düşünüyorum.

15 Nisan 2010 Perşembe

Linux ve özgür yazılımları ne kadar anlatabiliyoruz?

Bugün ulusal çapta bir bilgisayar firmasının tanıtım/pazarlama yetkilisi işyerimizi ziyaret etti. Sohbetin sonunda Pardus konusunu açtım ve "Siz kamu kurumlarını geziyorsunuz, oralarda Pardus kullanımı ne durumda acaba?" diye sordum. Kullanıldığını görmediğini, zaten açık kaynak olduğu için kamu kurumları için uygun olmadığını söyledi.

Bu tek örnekten yola çıkıp bir sonuca varmak tabii ki doğru değil ama yine de insan düşünmeden edemiyor; Acaba Türkiye'de Linux ve özgür yazılımlar anlatılamıyor mu? LKD Seminerlerinin veya Özgürlükiçin gibi topluluk faaliyetlerinin tüm ülkeye, her kesime, en azından bilişim sektörü çalışanlarına yayılması için neler yapılmalı?

14 Nisan 2010 Çarşamba

XXL'mı daha büyüktür, xxl mı?

Fotoğraf makinesinden resimleri kopyaladım ve bir alışveriş sitesindeki ilanıma yüklemeye çalıştım. Dolphin'de resimleri ev dizininde görüyorum ama Firfox ile açtığım sitenin resim yükleme diyalog penceresinde göremedim. Birkaç defa siteyi kapatıp açtım, pencereleri kapatıp açtım, resimleri birkaç dizine kopyaladım, isimlerini, boyutlarını değiştirdim ama nafile. Tabii tüm bu mücadele 15-20 dükika sürdü.

Sonra tesadüfen bir dizini açtığımda bazı resimlerin listelendiğini fark ettim. Aynı dizine meşhur resimleri kopyaladım ve sadece bu resimlerin görünmediğini anladım. Görünen ve görünmeyen resimleri Gimp ile açıp yeniden farklı kaydetmek isterken dosya uzantılarının farklı olduğunu fark ettim, görünen resimler .jpg görünmeyenler .JPG. Harfleri küçültüp resimleri yükledim.

Neyse, teknik sorun olarak ilgili siteye bildirdim, umarım kısa sürede düzeltilir.


8 Nisan 2010 Perşembe

e-Posta Kutunuzdaki işlevlerin çok ötesi neymiş bakalım

İşyerimizin e-posta adreslerini ben kontrol ediyorum ve her hafta birkaç tane gayet ciddi talepler bulunan e-postalar alıyoruz. Pek çoğu şahıslardan geliyor olsa da tüzel kişilerden de gelenler de az değil.

Şimdi bir yerde üst düzey yünetici olduğunuzu ve elinize gayet ciddi bir konuda şöyle bir mesaj geldiğini hayal edin (gerçek bir örnekten alınmıştır);


Sayın .....
...... MÜDÜRÜ

... bu konuda gerekli girişimleri yapmanızı arzularız.

.....
Yönetim Kurulu Başkanı

... ..: Arkadaşlarınız size e-posta gönderdiklerinde Flickr, Twitter ve Digg güncellemelerinizi öğrenirler.

....™ ile e-posta kutunuzdaki işlevlerin çok ötesine geçin. Diğer .....™ özelliklerine göz atın.

Şimdi bu yönetim kurulu başkanı hakkında ne düşünürsünüz?

Siz siz olun sizden habersiz e-postalarınıza reklam çakan servisleri böyle işler için kullanmayın. Hatta iyisi mi hiç kullanmayın.

7 Nisan 2010 Çarşamba

Pardus Wiki'ye bir haller oluyor

Pardus Wiki yani Pardus Ansiklopedisi pek çok kullanıcının bildiğinin aksine kullanıcılar tarafından yazılıyor, geliştiriciler tarafından da kullanılıyor ama sadece geliştirme faaaliyetlerinin belgelendirilmesi için.

Bugün için Pardus Wikisi Türkçe dilindeki en zengin özgür yazılım belgelendirme ortamlarından birisi haline gelmiş durumda. Bu nedenle Pardus kullanıcılarını kutlamak lazım.

Şu sıralar da III.Wiki Kuşatması devam ediyor, bu kuşatmada hedef taslak halindeki maddeleri kaliteli maddeler haline getirmek.

Wiki'de düzenleme yapmak gerçekte çok basittir, mesela maddeler halinde bir liste yazmak isterseniz maddelerin başına * işareti koymanız yeterli. Konu başlığını "==Konu başlığı==" gibi yazabilirsiniz, bir alt seviye başlık için "===" kullanırsınız, "====" tahmin edebileceğiniz gibi daha alt seviye başlık için kullanılır.

Bunlar gibi çok basit kodlamalarla harika düzenlemeler yapmak mümkün, zaten wiki oldukça sade bir görünümde olduğundan çok fazla biçimlendirme kodu bilmenize gerek yok, ihtiyacınız olan her şeyi Özgürlükiçin e-Dergi'nin 20. sayısındaki basit rehberde bulabilirsiniz.

2 Nisan 2010 Cuma

Lexmark'ta doğru yolu bulmuş görünüyor

Ürünlerinde hep gücün karanlık tarafına destek vermeyi tercih eden Lexmark'ın yeni model çok fonksiyonlu yazıcısı (artık bunlara yeni bir isim bulmak lazım) sonunda doğru yolu bulmuş gibi görünüyor, umarım bu bir istisna değil bir başlangıçtır.

31 Mart 2010 Çarşamba

KDE 4.4'ün Netbook Plasma kabuğu

KDE 4.4 ile Netbook'lar için tasarlanmış yeni Plasma masaüstü ile kullanılabilecekmiş. Bu tarzda bir arayüzü Xandros'dan hatırlıyorum sanırım ve olumlu bir eleştiri görmemiştim onun hakkında, ama KDE'nin güçlü ve sistemle daha entegre yapısı ile farklı bir deneyim olacak.



Plasma teknolojisi dağıtım geliştirme yöntemlerini de yeniden tanımlamaya zorluyor gibi. Klasik (halihazırdaki) yöntemde dağıtım geliştiricileri bazı sistem backend'leri ve bunlar için Qt+Gtk kullanan arayüzler geliştiriyorlar. Plasma ile daha çok masaüstü odaklı hale gelen KDE dağıtımlarında ise dağıtıma özgü araçlar için Plasma Programcıkları da geliştirilecek diye düşünüyorum.


Eğer Pardus'un "En iyi KDE dağıtımı" olma gibi bir hedefi de varsa yapılan her geliştirmenin Plasma ile nasıl sunulabileceği üzerine de düşünmesi, belki sırf Plasma araçları geliştirmek için ayrı bir geliştirici alt ekibi olması gerekecek.

19 Mart 2010 Cuma

Toplu resim paylaşmak için

Resim paylaşmak için Imageshack.us kullanacaksanız http://reg.imageshack.us/content.php?page=uploader adresinden Windows msi dosyasını inidirip "wine msiexec /i ImageShackUploader-2.2.0.msi" komutuyla kurup kullanabilirsiniz.

Ext GWT Kütüphanesini GWT projesinde kullanmak

Bence Google hizmetleri çok iyi işlevselliğin sade bir arayüzle de sağlanabileceğini ispatladı, dikkat ederseniz Google hizmetleri mümkün olduğunca sade bir görünüme sahiptir ama ihtiyaç duyduğunuz her şey oradadır.

Eğer GWT projenizde Google gibi düşünüyorsanız GWT'den fazlasına ihtiyaç duymazsınız ama daha iyi bir görsel arayüze ihtiyacınız varsa Ext GWT'nin profesyonel görsel araçları ile oldukça zaman kazanabilirsiniz. Ext GWT, GWT projelerine görsel araç takımları sağlayan bir kütüphane ailesi. Çoklu lisans ile dağıtılıyor ve GPL projeleri destekliyor, eğer projenizi GPL ile lisanslarsanız kütüphaneyi rahatça kullanabilirsiniz.

Önceki yazıda Pardus'ta Eclipse, GWT SDK ve GWT Eclipse eklentisi kurulumunu anlatmıştım, Ext GWT kütüphanesini kullanmak için kullanıcı kütüphanesi olarak eklemek yeterli.

  • İndirme sayfasından "Public Release" bölümündeki SDK paketini indirin, ancak kullandığınız GWT sürümüne uygun olanı seçmelisiniz. Ben GWT 2 kurmuştum.
  • İndirdiğiniz arşivin tamamını Ev Dizinine açın, burada bir gxt.jar dosyası olmalı.
  • Eclipse açın, Window > Preferences menüsündeki ağacın Java > Build Path > User Libraries dalını açın.
  • New düğmesini tıklayın ve örneğin: "gxt-2.1.1" gibi kütüphanenin ismini yazıp Tamam tıklayarak kapatın.
  • Add JARs düğmesi ile açılan diyalog ile Ev Dizinine açtığınız gxt.jar dosyasını açın, böylece kütüphane eklenmiş olacak.
GWT projenizde kullanmak için;
  • Ev Dizinindeki GXT dizininde bulunan /resource dizini içeriğinin tamamını GWT projenizin /war dizinine kopyalayın, projeniz eğer başka bir yol belirtmediyseniz Ev Dizinindeki workspace dizinindedir.
  • Projenizi Eclipse ile açın ve war altındaki .HTML dosyasını düzenleyin, uygulamanızın CSS bağının altına GXT'nin CSS bağını yapıştırın, ve en üstteki DOCTYPE tanımlamasını resimdeki gibi değiştirin.
  • Projenizin .XML dosyasına GXT kütüphanesini ekleyin. (En iyisi resimlere bakın)
  • Proje ağacında proje kökünde sağ tıklayıp Properties seçin, açılan penceredeki ağaçtan Java Build Path dalını seçin, Libraries sekmesinde Add Library düğmesini tıklayın, açılan listeden User Library seçtiğinzde GXT kütüphanesini göreceksiniz, onu seçip Finish ve OK ile kapatın.
Artık projenizde GXT kütüphanelerini de kullanabilirsiniz.


18 Mart 2010 Perşembe

Pardus'ta GWT Eclipse eklentisi kurulumu

GWT (Google Web Toolkit), Google'ın kendi araçlarını geliştirdiği bir Javascript kütüphane ailesi. Ancak geliştirmeyi JS ile değil Java söz diziminde GWT kütüphanelerini kullanarak yapıyorsunuz, yazdığınız kodlar da SDK tarafından derlenerek Javascript kodlarına dönüştürülüyor. Geliştirmede HTML de kullanmıyorsunuz, kullandığınız GWT kütüphaneleri DOM'un kirli işlerini hallediyor. Pardus'ta Eclipse ile GWT uygulamaları geliştirebilirsiniz, kurulum şöyle;
  • Paket yöneticisi ile Eclipse kurun.
  • Alt+F2 İle açılan komut çalıştırma penceresine "xdg-su -c dolphin" yazarak çalıştırın.
  • Açılan Dolphin ile /opt dizinine geçin ve eclipse dizinine sağ tıklayıp Özellikler'i seçin.
  • Özellikler penceresindeki İzinler sekmesine geçip Erişim izinlerindeki Grubu görebilir değiştirebilir olarak ayarlayın, Sahiplik bölümünden de Grup olarak "users" yazın. Değişiklikleri alt dizinlere uygula seçin ve Tamam düğmesi ile kapatın.
  • GWT'nin Eclpise eklentisi indirme sayfasını açın ve kullandığınız Eclipse sürümüne uygun güncelleme adresini kopyalayın. (Örnekte Galileo için; http://dl.google.com/eclipse/plugin/3.5)
  • Eclipse çalıştırın, Help menüsünden Install New software seçin.
  • Açılan penceredeki Work with adresine kopyaladığınız adresi yapıştırın ve Add düğmesine tıklayın. Çıkan diyalogda isim yazmadan Tamam düğmesi ile devam edin.
  • Şu anda eklenti listesini görüyor olmanız lazım ama bilmediğim bir nedenden dolayı ben göremedim ancak liste orada :) Listenin başında göremediğim onay kutuları var, bunlara rastgele tıklayarak Next düğmesinin açılmasını sağladım. Sonra Next ile bir ileri sonra da Back ile bir geri yaptım ve liste görünür oldu :D
  • Listeden Plugin ve SDK seçin ve Next ile devam edin. En son lisansı kabul edip Finish ile kurulum işlemini başlatın.
Kurulum tamamlandığında /opt/eclipse dizininde 200MB'lık bir fark oluştu, bunun yarısı civarında bir indirme yaptığını tahmin ediyorum. Kurulum bittiğinde Eclipse'i yeniden başlatın.

Test etmek için yeni bir Google>Web Application Project oluşturun, projeye sağ tıklayıp Run As > Web App. seçin. Derleme bittikten sonra http://127.0.0.1:8888/... adresinden bir bağlantı veriyor, bunu Firefox adres satırına yapıştırıp uygulamayı çalıştırabiliyorsunuz. İlk denemede küçük bir Firefox eklentisi kurmanız gerekiyor, Firefox sayfayı açınca uyarı veriyor ve onay isteyip kendisi kuruyor.

GWT İstemci tarafını hallediyor ama bunun bir de sunucu tarafı var. Eh, bu işlere bulaşan birisi zaten o tarafı da biliyor demektir. PHP, Django gibi sunucu tarafı betikler için XML-RPC yöntemi veya benim pek bilmediğim ama Google'ın kullandığı Java Servlet kullanılabilir. Şimdi GWT ile nasıl yazılır, şöyle olursa böyle mi olur diye sormayın bende daha bilmiyorum, merak eden çevrimiçi dokümanlardan devam etsin.

9 Mart 2010 Salı

Hotmail kullanıyorsan Microsoft reklamı yapmaya mecbursun

Hotmail kullanıcılarının gönderdiği postaların altındaki Windows 7 ve Live bilmem ne reklamlarına ifrit olmamak elde değil. Posta listelerinde gördükçe "hey allahım her seferinde bunları görmek zorunda mıyım!" diyorum, hayır şu kamyon arkası yazıları gibi eğlenceli bir şeylerle ifade edilse yine eyvallah ama odun gibi bir cümle ve hep aynı nakarat.

Ey hotmail kullanıcıları, buna nasıl tahammül ediyorsunuz? Buyrun hayrını görün;

"I am sorry to inform you that it is not possible to disable these for you. If you want to send message without these advertisement tags, I suggest that you use Windows Live Mail to access your account and send messages. To download the latest version of this e-mail client, please visit..." (Kaynak)

İlla ki kullanacağım diyorsanız bari şu uygulama her neyse onu kurun da biz de rahat edelim.

4 Mart 2010 Perşembe

Hafif bir müzik, üzerimde pijamalar ve elimde kahve ile toplantıdaydım

Dün gece Özgürlükiçin IRC toplantısındaydık, 19:30'u bir kaç dakika geçe sunucuya bağlandığımda neredeyse tüm davetliler gelmişti, izlemeye gelen kullanıcılarla birlikte bir ara 80 kişi gördüğümü hatırlıyorum.

Toplantının gündeminde yöneticilerin artan sayısının getirdiği iletişim sorunları, beyin bölümü, forum ve e-dergi vardı. Yoğun gündem nedeniyle saat geç olduğundan 10:15'de bitirmek zorunda kaldık.

Toplantı çok yararlı oldu, yöneticiler için bir posta listesi açılmasına ve Kubilay'ın işin süsü dediği ozgurlukicin.com alan adlı e-posta hesabı verilmesine karar verildi. Bugün bu e-posta hesabıma giriş yaptım, yarın da listemiz açılıyor.

Beyin bölümü uzun uzun tartışıldı, Beyin yöneticisi Ceyhun sorunları özetledi, sanırım yakında Beyin bölümüne bir onay sistemi getirilecek ve yeni yöneticiler görev alacak. En çok buna sevindim, çünkü Ceyhun epeydir işi nedeniyle pek zaman ayıramıyordu ve bu iş biraz benim üzerimdeydi. Ayrıca benim Beyin Kurallarını yazıya dökmeme karar verildi, bugün bunu en azından taslak olarak hallettim. Daha Beyin üzerine çok konuşacağız, hele bir listemiz açılsın.

E-dergide "seçkin yazarlar" denilebilecek bir oluşum fikri genelde kabul gördü, her ay düzenli yazacak veya köşe sahibi olacak yazarlar diyebiliriz. Ayrıca yazı yazmak isteyenlerin her ay dergi duyurusunu beklememesi, vakti olduğunda yazıp hemen gönderebileceği bir yazı havuzu düşüncesine de iyi olur dedik. Dergide özgürlükiçin kullanıcılarının küçük hikayeleri için de bir bölüm olacak muhtemelen.

Forum çok geniş bir konu oduğundan ve zaman yetersizliğinden pek tartışılamadı. Eski başlıkların arşivlenmesi fikri çeşitli nedenlerle kabul görmedi. Etiket ve arama sistemindeki sorunlar da muhtemelen posta listesinde tartışılacak.

Merak edenler için toplantının log kayıtları burada.



22 Şubat 2010 Pazartesi

Oyunlar bulutların üzerine çıkar mı?

Tam 2 yıl önce StreamMyGames'i görüp günlüklemiştim, o zamanlar cloud-computing (Henüz Türkçesini üretemediğimiz ve bunun için artık geç kalmak üzere olduğumuz) denen şeyden haberim yoktu. Bugün www.onlive.com'u görünce aslında bunların cloud-entertainment veya daha dar kapsamda cloud-gaming denen şey olduğunu anladım.

Cloud-gaming özetle şu; bir bilgisayar oyununun bir sunucuda çalışması, sunucuya bağlanan oyunculara oyunun video görüntüsünün iletilmesi ve onlardan klavye fare girdilerinin alınması yöntemiyle etkileşim sağlayan bir teknoloji.

Bu teknolojinin yaygınlaştığını düşündüğümüzde olacaklar şunlar; Oynamak istediğiniz oyunun donanım ve yazılım gereksinimleri umurunuzda olmayacak, bilgisayarınızın video oynatabilecek ve iletişim için kullanılacak küçük bir programı çalıştıracak kapasitede olması yeterli olacak. Muhtemelen bu siteler zamanla tarayıcı üzerinden de çalışabilecek, belki bilgisayarınıza bir şey kurmanıza da gerek kalmayacak. Oyunlar sunucu sitelere satılacak, oyuncular da üye oldukları sunucu sitelerden kredi kartıyla ödeme yapıp istedikleri oyunu belli bir süre oynama hakkı satın alacak.

Tabii şimdilik hepsi hayal, ne düşündüğünüzü biliyorum, daha video sitelerinden takılmadan video izleyemiyoruz bu bağlantıyla bir de oyun mu oynayacağız diyorsunuz.

10 Şubat 2010 Çarşamba

VLC'nin promosyon videosu



Tesadüfe bakın ki tam da bugün e-dergi için VLC yazısı yazmıştım, akşam bunu gördüm :)

7 Şubat 2010 Pazar

Flash Player 10.1'i deneyin

Maalesef Flash Player'in Linux sürümü çok kötü bir performansa sahip, buna bazı ekran kartı sürücülerinden kaynaklanan performans sorunları da eklenince bazı sistemlerde yoğun flash bulunduran siteler açıldığında gözle görülür hız sorunları yaşanabiliyor.

Adobe bu yıl içinde Flash Plugin'in 10.1 sürümünü duyuracak, ancak 10.0 ile performans sorunları yaşıyorsanız şimdiden bir deneme yapabilirsiniz.

http://www.adobe.com/software/flash/about/ Adresinden kullandığınız Flash Player sürümünü öğrenebilirsiniz, 10.1 için http://labs.adobe.com/downloads/flashplayer10.html adresindeki "Download plugin for Linux (TAR.GZ)" bağlantısından arşiv dosyasını indirip, içerisindeki libflashplayer.so dosyasını çıkarıp, root kullanıcı ile /opt/netscape/plugins yoluna kopyalamanız yeterli. Tarayıcınızı kapatıp açtığınızda 10.1 sürümü kullanmaya başlayacaksınız.

Ancak 10.1 henüz kararlı bir sürüm olmadığından geri dönüş yapmak isteyebilirsiniz. Bunun için ya mevcut .so dosyasının üzerine yazmadan bir yedeğini alın, ya da "sudo pisi it flashplugin --reinstall" komutunu çalıştırmanız yeterli olacak.

1 Şubat 2010 Pazartesi

Kablosuz optik internet bağlantısı

Kablosuz internet bağlantılarının yaygınlaşmaya başladığı yıllarda arkadaşlar arasındaki sohbetlerde aslında kablosuz iletişimin çok eski olduğunu söyleyip gülerdik, mesela Amerikalıların dumanla iletişimi, güvercin postası, özel ulak vs.

Bu geyiklerden birisinde denizcilerin ellerindeki fenerlerle uzaktakilere gönderdiği mesajlar da konuşulmuş ve madem ki radyo sinyalleri ile veri aktarılabiliyor neden ışık ile aktarılmasın ki? diye tartışılmıştı.

Nihayet Pensilvanya Üniversitesinde yapılan bir labaratuvar çalışmasında güçlü lazerler kullanılarak 1GBps'nin üzerinde veri transferi optik teknoloji ile yapılmış.

Bildiğimiz gibi mevcut kablosuz teknoloji pek güvensiz ve kontrolü kolay değil, oysa optik teknolojide güvenlik için alacağınız önlem odanızın perdesini çekmek olacaktır :) Öğrencinin dediğine göre duvarları siyaha boyamadığınız sürece odanızdaki optik modeminizle sağlıklı ve güvenli bir bağlantı yapabileceksiniz.

Tanıştırayım... bu Pardus

Dün akşam yakın bir arkadaşımın bilgisayarına Pardus kurulumu yaptım, kendisi uzun zamandır benim Pardus kullandığımı biliyordu ve sonunda benden kurmamı istedi. Zira malum sistem programlar kuruldukça yavaşlamış, virüs ve trojan korkusuyla yaşamaktan bıkmış, yakın çevrede yaşanan birkaç msn şifresi çalınması olayından dolayı da bankacılık işlemleri konusunda kendini güvende hissedemiyormuş. Bilgisayarı 40 yaşlarında bir anne ve 11 yaşındaki kızı kullanıyor. Daha önce sadece Windows kullanmışlar.

Bilgisayar biraz eskiydi, 512MB Ram ve yavaş bir diski vardı, KDE4'den dolayı bu beni biraz endişelendirdi, çünkü en azından hızlı bir sabit diski olsa hızlı takas dosyası kullanımına güvenirdim. Anakartta Intel'in Brookdale (bayağı eski) görüntü çipinden emindim, ama çok fonksiyonlu HP yazıcının sorun çıkarabileceğini düşündüm. Tam tersi oldu, görüntü çipi yüzünden kuruluma geçemeden görüntü dondu ama kurulumdan sonra yazıcı tıkır tıkır çalıştı :)

Kurulumu F3-Vesa ile açarak yapabildim, kurulumdan sonra da yine açılış seçeneklerinden Güvenli Kip seçerek ancak 640x480 ile açabildim. Bu çözünürlükte yönetim işlemlerini yapmak imkansız. Pardus 2009 ile popülaritesini kaybetmiş olan meşhur xorg.conf'a 800x600 ekleyip yeniden başlatıp Ekran ayarlarından sürücü modülü olarak Intel seçtim ve bingo. Tabii ki hemen arkasından masaüstü efektlerini denemek istedim, ama ekran tekrar dondu, sonra tüm işlemleri yeni baştan yaptım. Yani kurulum biraz sancılı geçti, sistemi pek tanımayan bir kullanıcı olsaydım destek almadan Pardus'u kurmam çok zordu.

Efektler olmasa da olur dedikten sonra herşey çok iyi gitti, Plasma masaüstü konusundaki kısa bir bilgilendirmeden sonra Dizin Görünümü ve Basit Menü kullanımının iyi olacağına karar verildi ve kullanım demosuna geçtik.

Tabii ki ilk kullandıkları yazılım Firefox oldu, Windows'ta da onu kullandıkları için hiç yabancılık çekmediler, sonra MSN istemcisi olarak amsn iyi olur diye düşündüm, onu da beğendiler, Amarok'a ise hayran kaldılar. Ne yazık ki son ikisini hiç kullanmadığımdan pek yardımcı olamadım. Zaten basit internet-ofis kullanıcıları oldukları için ihtiyaç duldukları her şey kurulumda yükleniyor.

Biraz kullandılar ve ilk izlenimlerini aldım, herkesi şaşırtan şey Pardus'un daha hızlı olması olmuş, (Daha Xfce'yi görmediler tabii), program ekleyip kaldırmanın bu kadar kolay olmasından ve masaüstünün şıklığından da etkilenmişler. Plasma masaüstü ben kullanırken bir defa çöktü ama onlar kullanırken canavar gibiydi :) Sanırım KDE uzun zamandır Xfce kullandığım için bana tepkili... bu olaydan sonra bende KDE4'e güvenmeye başladım ve bir süre KDE kullanacağım.

29 Ocak 2010 Cuma

Pog artık Pardus depolarında

Pardus'ta henüz kolay yönetilebilen bir internet içerik filtresi arayüzü bulunmuyor, bu nedenle şimdilik en pratik çözüm filtreleme işini yapan bir DNS servisi kullanmak.

Geçen yıl bu amaçla kullanılabilecek OpenDNS servisi hakkındaki bir yazım özgürlükiçin'de yer almıştı. Ancak orada ddclient adında bir konsol programının kullanımını anlatmıştım ve o gün bu gündür Pardus'ta bu işi kolaylaştıracak bir araç hayali kuruyordum.

Birkaç ay önce bu amaçla biraz bilgi toplayıp ufak tefek kodlamalarla işe başladım ve birkaç hafta önce POG adını verdiğim program iş görür hale geldi. Pardus depolarına alınması için hata takip sisteminden başvurmuştum, sonunda bu gece katkı deposunda yerini almış.

İçerik filtrelemeye ihtiyacınız varsa OpenDNS'ten bir kullanıcı hesabı açıp bir ağ (network) oluşturun ve bu ağda filtrelemek istediğiniz içerikleri ayarlayın. POG'u paket yöneticisinden kurun ve ilk çalıştırdığınızda OpenDNS kullanıcı adınız, şifreniz ve ağ adınızı yazıp, düzenli güncelleme süresini tespit ederek kaydedin.

Servisi kullanıma almak için Ağ yöneticisindeki İsim Sunucu Ayarlarındaki sunucu listesinin en üstüne OpenDNS servisinin adresini ekleyin, bağlantı profilinizin İsim Sunucu seçeneğini de öntanımlı olarak ayarlayıp, bağlantınızı kapatıp açın.

POG, Ip adresinizi, OpenDNS hesabınızdaki adres ile, belirttiğiniz aralıklarla senkronize edecektir. Kullanıcılar root şifresini bilmediği veya kullanıcı yöneticisinden ağ ayarlarını değiştirmekle yetkilendirilmediği sürece filtreyi aşmaları kolay değildir, ayrıca "proxy/Anonmyizer" sitelerini de filtrelemeniz şart. Ancak ayarlardaki değişiklikler 5-10dk. sonra aktif olmakta.

Sorularınız veya tespit ettiğiniz hatalar varsa http://www.ozgurlukicin.com/forum/gonullu-calismalar/12738/ adresinden iletebilirsiniz.


21 Ocak 2010 Perşembe

Bankaların tek kullanımlık şifreleri korsanları durduramamış

Bir süredir internet bankacılığında tek kullanımlık şifreler kullanılıyor, Computerworld'da çıkan bir haberde bu yöntemin de korsanlara yenildiği belirtiliyor, haber güvenlik analizleri yapan Gartner şirketinin analiz raporuna dayandırılmış. Tek kullanımlık şifre kullananlar da, kurbanın bilgisayarına trojan yerleştirmek gibi klasik yöntemlerle dolandırılmış.

Tüm bunlara rağmen hala hiçbir bankanın internet sitesinde "güvenli bankacılık işlemleri için Linux dağıtımlarını da tercih edebilirsiniz" anlamına gelecek bir iki satır görebilmiş değilim, varsa yoksa antivirüsünüzü güncelleyin, Windowsunuzu güncelleyin, yok tarayıcınızın şu şu ayarlarını şöyle yapın, aman şu e-postalara tıklamayın, aman düzenli olarak şunları kontrol edin vs. Hadi bunları boşverin Akbank gibi illa Windows/IE kullanacaksın diyenler bile var.

Türkiye asıl sınavı e-Devlet uygulamalarında verecek aslında, bakalım göreceğiz...

3 Ocak 2010 Pazar

Pardus Xfce seçkisi hazır

Aslında forumdan takip edenler biliyordur, epeydir hazır ama .paso dosyası olarak. Windows kullananlar için CD görüntüsünü ise nasıl paylaşacağımı kara kara düşünüyordum, birkaç paylaşım sitesine baktıktan sonra 4shared.com'da karar kıldım, arayüz Türkçe, ücretsiz 10GB alan veriyor, her bir dosya için 200MB limit var.

Eğer daha iyi bir öneriniz varsa mutlaka yazın çünkü Pardus DVD Seçkisi projemiz var, onun için daha iyi bir site veya çözüm harika olur.

Asıl konuya dönersek; Pardus kurmak istiyorum ama bilgisayarım eski, RAM belleğim 256 (veya daha az) diyorsanız, veya Xfce olsun taştan olsun diyenlerdenseniz buyrun;

Pardus Xfce Seçkisi